29 Haziran 2013

AFT (Ağız Yarası)



Ağızda tekrarlanan yaralara aft denir. Ağrılı bir hastalık olduğu için sıkıntılı olabilmektedir. Fakat bulaşıcı bir hastalık değildir. Küçük (5 mm çapına kadar olanlar), büyük (1-3 cm çapında olanlar) ve herpetiform (küçük aftlardan oluşan ve sayıları 100’e kadar çıkabilenler) olmak üzere üç çeşit aft vardır. Daha çok küçük aftlara rastlanmaktadır. İyileşme süreleri ebatına göre değişmektedir. Küçük aftlar bir haftaya kadar iyileşebilmektedir. Hayati tehlikesi bulunmayan bu beyaz ağız yaraları her yaşta görülebilir. Halk arasında pamukçuk olarak da adlandırılır. Aftlar çok hassas yaralar olması sebebiyle uygulanan yöntemler biraz acı verebilir. Fakat uygulanan yöntemlerin bir iki gün içerisinde aft yarasının acısını hafifletme konusunda çok etkili olduğunu göreceksiniz. Eğer aft, uygulanan yöntemlere karşın iyileşmiyorsa ve ateş ve ağrı gibi belirtiler ile beraber devam ediyorsa mutlaka bir uzmana başvurmak gerekir.

AFT nedenleri  
  • Kansızlık ve vitamin eksikliği sebep olabilir. Özellikle B 12 vitamini eksikliği ağız yarası oluşmasına sebep olur.
  • Aşırı yorgunluk,  sıkıntı ve depresyon sonucu oluşan halsizlik.
  • Behçet hastalığı (damar iltihabı) belirtisi olarak ortaya çıkabilir. Yılda üç defadan fazla oluşan aft için doktora başvurulmalı ve tetkiklerin yaptırılması gerekmektedir.
  • Uçuk virüs mikrobunun yayılması sonucu ağız yarası oluşabilir.
  • Gıda veya ilaç alerjisi olarak oluşabilir.
  • Demir eksikliği nedenlerden biridir.
  • Sindirim bozuklukları ve kadınlarda adet dönemi oluşan hormon düzensizliği gibi nedenlerden oluşabilir.
  • Ağız ve diş hijyeni sağlanmaması durumunda oluşabilmektedir.

AFT bitkisel tedavi 
  • B vitamini açısından zengin besinler tüketilmeli.
  • Kortizon içeren ağız spreyi kullanılabilir.
  • Bağışıklık sistemini güçlendirecek şifalı bitkiler ile hazırlanan çaylar tüketilmeli. Bunlar ada çayı gibi enfeksiyon giderici bitkiler olabilir.
  • Evde hazırlayabileceğiniz doğal gargaralar ile enfeksiyon oluşan bölge temizlenebilir. Kaya tuzu, portakal, sirke, limon, zerdeçal, gül suyu gibi doğal ürünlerden herhangi birini (isteğinize veya temin edebilme durumuna göre) bir bardak ılık suya bir çay kaşığı katmak suretiyle gargara hazırlayabilir ve günde üç kez kullanabilirsiniz.
  • Meyan kökü her türlü ağız enfeksiyonu için uzmanlar tarafından önerilmektedir.
  • Nar ekşisi yaraların üzerine sürülebilir.

28 Haziran 2013

Astım Hastalığı


Astım, solunum yolları iltihaplanmaları ve daralmaları sebebi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Solunum yollarında gerçekleşen bu daralma ve iltihaplanmalar mukozanın şişmesine ve burada bulunan sıvının artmasına neden olur. Astım rahatsızlığı olan kişilerin nefes almalarıyla ilgili bir sorunları yoktur. Sorun aldıkları nefesi verebilmekle ilgilidir. Alınan nefesle genişlemiş olan ciğerlerden hava yeterince boşaltılamaz. Bu da rahatsızlığa neden olur. Astım rahatsızlığı, sürekli dikkat edilmesi gereken, kişinin yaşamı boyunca kendi kendine bilinçli davranışlarla daha rahat bir yaşam kalitesine sahip olabileceği bir rahatsızlıktır. Çevre koşulları ve yaşanan ortam için alınan tedbirler, bu rahatsızlığı olan kişilerin daha rahat etmesini ya da tedbir alınmazsa rahatsız olmasını sağlayacaktır.

Astım Belirtileri
  • Hırıltılı nefes alma,
  • Öksürük,
  • Nefes almakta güçlük çekme,
  • Göğüste sıkışma hissi,
  • Normal insanlara nazaran daha çabuk yorulma

Astım Nedenleri
Astım hastalığına neyin neden olduğu tam olarak tespit edilememekle birlikte, risk faktörlerini genetik ve çevresel olarak ikiye ayırarak şu şekilde sıralayabiliriz;

Genetik faktörler;
  • Genetik faktörlerin en önemlisi alerjidir. Alerji genetik olarak geçiş gösterir ve bu geçişten sorumlu bazı genler astım hastalığı için tanımlanmıştır.

Çevresel faktörler;
  • Mesleksel bazı toz ve kimyasal maddeler,
  • Sigara dumanı,
  • Hava kirliliğine maruz kalmak,
  • Sık sık üst solunum yolu enfeksiyonu geçirmek,
  • Evlerde bulunan tozlar,
  • Gebelik döneminde sigara içilen çocuklarda astım daha sık görülür,
  • Uzun süre kapalı alanlarda bulunmak,
  • Beslenme alışkanlıkları

Astımı olan kişilerin, aldıkları ilaçların yanında bitkisel tedavi olarak kullanabilecekleri bitkiler bulunmaktadır. Astıma iyi gelen bitkileri aşağıda sıralıyoruz;
  • Nar, havuç ve soğan astıma iyi gelir.
  • Maydanoz tohumlarının ve yapraklarının kaynatılması ile elde edilen saf maydanoz suyu içilebilir,
  • Andız otu kökü; ezilip balla karıştırılarak yenirse astıma faydalıdır.
  • Çam filizi, çayı yapılarak iki kahve fincanı içilirse, astıma çok iyi gelir. Sıcak içilmelidir.
  • Devetabanının suda kaynatılıp, buharının solunması astıma ve her türlü nefes darlığına iyi gelir.
  • Kahvaltı öncesi bir bardak kaynatılmış nane suyu içilebilir,
  • Marul yenebilir,
  • Havuç suyu bal ile karıştırılarak günde üç defa içilebilir,
  • Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı kantaron katılıp kısa bir süre demlenmesinin ardından sabahları aç karnına içilebilir.
  • Bir adet limon sıkılıp bir çay kaşığı balla karıştırılıp içilmesi faydalıdır.


27 Haziran 2013

Mucizevi bitki Aloe Vera

aloe vera faydaları

Aloe vera, kalın tırtıklı yapraklara sahip zambakgiller familyasına ait bir bitkidir. Şifalı bitkiler arasında vitamin, mineral ve amino asidler bakımından çok zengin olan bir bitkidir. Binlerce yıldır birçok kültür tarafından kullanıldığı bilinen Aloe veranın son yıllarda bilinirliği ve popüleritesi oldukça artmıştır. Özellikle kozmetik alanında kullanılan Aloe vera faydasının çeşitliliği bakımından bitkisel tedavide de çok tercih edililen şifalı bir bitkidir. Cilt sorunlarından mide rahatsızlıklarına , cinsel sorunlardan diş rahatsızlıkrarına, enfeksiyonlardan yanıklara kadar bir çok faydası vardır. 
Aloe vera, bir çok çeşide sahip bir bitkidir. Bitkisel tedavi amaçlı kullanılan sadece aloe barbadensis türüdür. Tedavi veya bakım için bitkinin iç yapraklarının orta kısmında bulunan Aloe vera jeli kullanılır.  Aloe vera jelinin gün ışığına maruz kalmadan kısa sürede kullanılması gerekmektedir. Bu sebeple aloe vera içren herhangi bir ürünü kullanırken dikkat etmenizi ve güvenilir bir üretici bulmanızı öneririm.
Hamile bayanların kullanımına uygun olmayan aloe vera bitkisini herhangi bir rahatsızlığınız için kullanmadan önce bu konuda bir uzmana danışmanızı tavsiye ederim.

Aloe vera Faydaları
·         Cilt hastalıklarından egzama ve yanıklar iyi gelir. Ağrı ve şişlikleri azaltır.
·         Aloe vera jelini direk olarak yanıklara, soğuk donmalarına, alerjik reaksiyonlara ve böcek ısırmalarına direk olarak uygulayarak kullanabilirsiniz.
·         Yüzdeki koyu noktalar, deri çatlakları ve kuru ciltler için mükemmel bir doğal nemlendiricidir.
·         Hazımsızlık gibi mide-bağırsak rahatsızlıkları gidermek için aloe vera suyu içebilirsiniz.
·         Diş etlerini kuvvetlendirir.
·         Doğal saç kremi olarak kullanabilirsiniz. Duştan sonra aloe verayı saçınıza sürüp 30 dk. bekleterek ipeksi yumuşak saçlar elde edebilirsiniz.
·         Alerjik deri enfeksiyonlarına ve siğillere iyi gelir.
·         Mide ekşimesine ve kabızlığa iyi gelir.
·         Yüksek kolesterolü düşürür.
·         Böbrek taşları önler ve böbrekler korur.
·         Yüksek kan basıncını düşürür.

26 Haziran 2013

Altın Başak Otunun Faydaları

altın başak otu


Altın başak otu, Latince adı Solidago virgaurea olan bitkinin ana vatanı Kanada'dır. Oradan Avrupa'ya getirilmiştir ve zamanla yabanileşerek yayılmıştır. Çiçekleri demet şeklinde oldukça sık ve bir aradadır. Kahverengiye kaçan gövdesi dikine doğru uzar. Yaprakları mızrak şeklinde, ucu sivri, kenarları düzdür. Çiçekleri 3 ile 5 santim büyüklüğündedir, yukarı doğru dikine durur, taç yaprakları ise altın sarısı rengindedir ve yaprak sayısı 10-15 tanedir. Altın başak otu adını altın sarısı rengindeki çiçeklerinden almaktadır. Halk arasında mayasıl otu ya da dalak otu olarak da bilinir. Çoğunlukla boyları 30 ile 40 santim arasında olur ancak 1 metreye kadar uzayabilenleri de mevcuttur. Yurdumuzun neredeyse her bölgesinde yetişmektedir. Şifalı bitkiler olarak nitelendirilen bitkiler arasında yer almaktadır. Bitkisel tedavi amacı ile birçok rahatsızlık için kullanılabilir.

Altın Başak Otunun Faydaları
  • Yüksek tansiyon hastalarına tansiyon düşürücü etkisi sebebiyle tavsiye edilir,
  • Kalpteki ritim bozukluklarında kullanılır,
  • Stresi azaltır, sinirlere iyi gelir,
  • Gerginlik ve sinirden kaynaklı çarpıntıları rahatlatır,
  • Uykusuzluk sorunu yaşayanlar kullanabilir, uykuyu düzenlemeye yardımcı olur,
  • Damar sertliğinde ve göğüs nezlesinde faydalıdır,
  • Kalbi güçlendirir,
  • Böbrek ve mesane rahatsızlıklarının tedavisinde yardımcı olarak kullanılabilir,
  • Altın başak otu ayrıca güçlü bir idrar söktürücüdür. Bu etkisi sebebiyle idrar yolu enfeksiyonlarında ve idrar yollarındaki taşları düşürmekte yardımcı bir tedavi yöntemidir,
  • Mide ve bağırsak gazlarını giderir,
  • Mide bulantısına iyi gelir,
  • Yaraların iyileşme sürecinin hızlanmasına katkı sağlar,
  • Romatizma hastalıkları, eklem iltihapları ve varisler üzerinde iyileştirici etkisi vardır,
  • İdrar tutamama ve idrar yapamama rahatsızlıklarına iyi gelir,
  • Antiseptik özelliği bulunmaktadır,
  • Bedendeki fazla sıvıyı atar, ödemlerin atılmasına faydası vardır,
  • Kanserli urların tedavisinde kullanılabilir, iyileştirici etkisi vardır,
  • Altın başak otunun, duygusal yaşamı düzenleyen, sinir sistemine iyi gelen bir şifalı bitki olarak kendini kanıtladığı bilinmektedir,

Bitkilerin birbirinden farklı kullanım şekilleri bulunmaktadır. Altın başak otu da, çiçeklenme zamanında toplanır, bitkinin toprak üstünde kalan kısımları taze olarak ya da kurutularak kullanılır. Çayı demlenerek kullanılabileceği gibi, toz haline getirilerek de kullanılabilir.  Dahili rahatsızlıklar için çayı içilerek kullanılır. Yaraların iyileşmesi için de toz haline getirilmiş hali kullanılmalıdır.

24 Haziran 2013

Ahududunun Faydaları


Ahududu (Rubus idaeus) 
                Ahududu diğer adlarıyla Frambuaz, Ağaç Çileği, Dağ Çileği ve  Sultan Böğürtleni olarak bilinmektedir. Dikenli, çalı şeklindedir. Ahududu ağaçlık bölgelerde genelde ormanlarda ve kırlarda kendiliğinden yetişmektedir. Ayrıca bahçelerde de dikilerek yetiştirilir. Frambuaz, dut meyvesi gibi sulu, güzel kokulu ve etlidir. Frambuaz taze olarak tüketildiği gibi kurutularak da kullanılmaktadır. Genelde yaz aylarında çiçek açar ve Ağustos ayında meyvesi olgunlaşmaktadır.
                Ahududunun içerisinde; reletin, mağnezyum, fosfor, mangan, demir, bakır asitleri, protein, karbonhidrat, selüloz, limon asidi, C vitamini, kalsiyum, vitamin P, eterik yağ, provitamin A ve pürinli maddeler bulunur.
Ahududunun Faydaları
·         Toksin maddelerin dışarı atılmasını sağlar,
·         Kanı temizleme özelliğine sahiptir,
·         Enerji verir,
·         Yorgunluğu giderir,
·         Ateş düşürücü özelliği vardır,
·         Vereme karşı etkilidir,
·         Kansızlığa iyi gelir,
·         Romatizma rahatsızlıklarını giderir.
·         Yapraklarından elde edilen çay idrar söktürür,
·         Kabızlığa birebirdir,
·         Ahududu suyu böbrek ve safra taşlarını düşürmeye yardımcı olur,
·         Göz iltihabına yapraklarından elde edilen suyla yapılan pansuman iyi gelmektedir,
·         Yüksek tansiyonu düşürür,
·         Sakinleştirici özelliği vardır.

                Ahududunda bol miktarda A vitamini bulunur ve bu vitamin insan sağlığı için çok önemlidir. A vitamini dokularını güçlendirir ve sıkılaşmasını sağlamaktadır. Ayrıca şeker hastalığı rahatsızlıklarına iyi gelir ve böbrek fonksiyonlarını iyileştirir.            
Ahududu tüketimi bitkisel tedavi için önemlidir. Özellikle şeker hastaları ve böbrek rahatsızlıkları yaşayanlar her gün ya da haftada en az 3 defa yarım kase kadar Ahududu tüketmeleri faydalıdır. Yüksek şeker insan vücudunda zamanla damar ve dokuların yıpranmasına neden olur. Ahududu oluşan bu yıpranmayı durdurur ve onarır.

                Birçok meyve ve bitki arasında doğal tedavi için Ahududu önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle mümkün olduğunca çok tüketilmelidir. Ahududu çiçekleri ve yapraklarından da yararlanılır. Çiçekleri kaynatılır ve elde edilen sıvıyla gargara yapıldığında diş eti iltihabını giderir ve bademcikleri temizler. Göz nezlesi için iyi bu su ile göz banyosu yapılır. Cilt bakımı için Ahududu püre haline getirilir ve maske yapılırsa içerisindeki A vitamini cildi besler ve sıkılaştırır. Ayrıca yapraklarından yapılan çay vücut iltihabını ve ödemi atmada yardımcı olur.

22 Haziran 2013

Ağız Kuruluğuna Bitkisel Çözüm



Ağız kuruluğu, tükürük salgısının yeterli düzeyde olmadığı durumlarda ortaya çıkan rahatsızlığa verilen isimdir. Tükürük salgısı, ağız içinin nemli kalmasını ve ph dengesini sağlar. Antibakteriyel etkiye sahiptir. Dişlerin çürümesini engeller, çiğneme ve yutmaya yardımcı olur. Bu da sindirim sistemine katkı sağlar. Ağız kuruluğu durumunda ise, antibakteriyel etki ortadan kalktığı için vücut hastalıklara açık olur. Önce ağız sağlığı tehlikeye girer. Diş eti rahatsızlıkları, ağız içi yaralar, dudakların kuruması ve çatlaması ve diş çürümeleri için uygun bir zemin oluşurken, farklı mikropların da ağızdan girerek vücuda girmesi söz konusu olur. Normalde tükürük salgısı bu mikropları öldürebilecekken, ağız kuruması rahatsızlığında görevini yerine getiremez.

Sıkça su içme ihtiyacı hissediyorsanız, konuşma zorluğu çekiyorsanız, dilinizde bir yanma hissi oluyorsa, dudaklarınız kuruyor ve çatlıyorsa, yiyeceklerin tadını alamıyorsanız, ağzınızın içinde yaralar çıkıyorsa, kuru yiyecekleri yutmakta güçlük çekiyor, burnunuzda ve boğazınızda kuruma hissediyorsanız ve ağzınız kötü kokuyorsa, ağız kuruluğu sorunu yaşıyor olabilirsiniz.

Ağız Kuruluğu Nedenleri
  • Ağızdan nefes almak,
  • B vitamini eksikliği,
  • Hanımlarda menopoz dönemindeki hormonal denge değişiminin etkileri,
  • Astım, tiroit hastalıkları, böbrek yetmezliği, bağışıklık sistemi hastalıkları ve hormonal bozukluklar, sjögren sendromu gibi hastalıklar,
  • Sıvı ve yumuşak gıdaları ağırlıklı tüketmek,
  • Kullanılan bazı ilaçlar, antidepresan, tansiyon ilaçları, diüretikler, antihistaminikler, ağrı kesiciler,
  • Kafeinli ve alkollü içecekler,
  • Yaşlılık,
  • Kemoterapi ya da radyoterapi tedavisi görmek,
  • Sigara kullanımı


Ağız Kuruluğuna Bitkisel Çözüm

Ağız kuruması, kendi alabileceğiniz bazı önlemlerle kontrol altına alabileceğiniz bir rahatsızlık olabilir. Günlük yaşam tarzınızla birlikte uygulayacağınız bitkisel tedavi yöntemleri şunlardır;
  • Sık sık su içmeli, gece yatarken de yanınızda su bulundurmalısınız,
  • Şekersiz sakız çiğneyebilirsiniz, çiğneme hareketi tükürük salgısının artmasına sebep olacaktır,
  • Eğer kullanıyorsanız, sigara ya da alkol tüketimini sona erdirmenizi tavsiye ederiz,
  • Şekerli yiyecek tüketimini azaltmalısınız,
  • Baharatlı yiyecekler, zaten kuru olan ağzınızda daha çok yanma hissi oluşturacaktır, bu yüzden uzak durmanızı öneririz,
  • Yaşanılan mekanın nemini ayarlamalısınız, çok kuru bir ortamda ağız kuruluğunuz artacaktır,
  • Floridli diş macunu, jel ve gargara kullanmaya özen gösterin,
  • Bol miktarda narenciye tüketebilirsiniz. Portakal, mandalina ve limon tüketmeniz durumunda bu meyvelerde bulunan C vitamini sayesinde ağız kuruluğunuz giderilebilir.

20 Haziran 2013

Migrene iyi gelen bitkiler

Migren genellikle ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir ve halk arasında yarım baş ağrısı olarak tanımlanır. Şiddetli baş ağrısı özellikle başın bir bölgesinde belirir ve genellikle ense bölgesinde hissedilen bir ağrıdır. Giderek zonklayan ağrı ile özellikle ışığa bakamama, sese karşı hassasiyet ve mide bulantısı gibi şikayetler belirir. Migren kadınlarda erkeklerden daha sık görülüyor.

Migreni tetikleyen faktörler
Uyku problemleri, uykusuzluk veya aşırı uyuma,
Açlık,
Yorgunluk,
Çevresel faktörler; göz alıcı ışık, kalabalık ve gürültülü ortamlar, ağır koku, seyahat ve hava değişiklikleri
Duygusal değişiklikler; stres, endişe, üzüntü, depresyon
Göz, boyun, diş ve çene ağrısı,
Alkol ve sigara aşırı tüketmek,
Hormonel değişimler, adet dönemi, gebelik

Migrene iyi gelen bitkiler
Sarı kantaron,
Biberiye çayı,
Papatya çayı,
Civan perçemi çayı,
Melissa çayı,
Alıç çayı,
Kekik çayı,
Sinirli ot çayı,


Biberiye yağı veya nane yağı ile şakaklara yapılan masaj migren ağrısını giderir.

19 Haziran 2013

Ağız Kokusu Bitkisel Tedavi

ağız kokusu bitkisel tedavi



Ağız kokusu insanların karşılaştığı ve onları sosyalleşmekten uzak bırakan küçük gibi görünen ama aslında büyük bir sorundur.  Kişiler ağız kokusu olduğunu bilerek insanlarla rahat iletişim kuramazlar ve yalnızlığa gömülürler.  Bu gibi kişiler genelde asosyal kişilerdir. Bu tamamen yanlış bir yaklaşım olup tedavisi için harekete geçilmelidir.
Ağız Kokusu Belirtileri
Ağız kokusunu test etmenin en kolay yöntemlerinden biri de, ağzınızı ve burnunuzu elinizle kapamak, nefes vermek ve nefesinizi koklamaktır. Bir diğer yöntem ise güvendiğiniz birine nefesinizin kokup kokmadığını sormaktır. Birçok insan “sabah kokusu” problemi yaşar bunun nedeni uyku sırasında tükürük akışının azalması, asitlerin ve diğer kalıntıların ağızda çürümesidir. Yatmadan önce dişleri fırçalamak ve diş ipi kullanmak ve dişlerinizi ve dilinizi özellikle sabah fırçalamak genellikle sabah kokusunu ortadan kaldıracaktır.
Ağız Kokusu Bitkisel Tedavi
·         5 tane sarımsağı iyice ezdikten sonra üzerine 2 kahve kaşığı dövülerek hazırlanmış karanfil koyup macun yapılır. Her sabah aç karnına 1 kahve kaşığı tüketilir.
·         Ağızda bir parça karanfil veya acı badem çiğnenir. Bu yöntem gayet kolay ve halk arasında bilinen en doğal tedavi yöntemidir.
·         1 tane turp iyice yıkandıktan sonra iyice rendelenir ve küçük bir kaba konur. Üzerine 3 çorba kaşığı süzme bal eklenip hafif ateşte pişirilir. Her gün 3 tatlı kaşığı yenir.
·         4 bardak suya 1 tutam devetabanı ilave edilir ve 10 dakika kaynatıldıktan sonra süzülür. Günde 3 defa, birer çorba kaşığı içilir.
·         Gün içerisinde ayva, üzüm yemek veya limonsuyu içmek ağız kokularının azalmasına öncülük eder.
·         Çiğ maydanoz yemek.
·         7 su bardağı suya bir avuç yıkanmış maydanoz koyup kaynatılır. Günde bir su bardağı içilir.
·         Halk arasında bilinen doğal tedavi yöntemlerinden biride oksijenli su ile bol bol gargara yapmaktır.
·         Ağza hoş bir koku yayılması için 1 kahve kaşığı kakule alınır. Kabukları soyulup, taneleri çiğnenir.
·         Son yılların gözde doğal tedavi yöntemlerinden biride tarçın. Tarçın çiğnemenin ağızda oluşacak kokuyu önlediği de bilinmektedir.


14 Haziran 2013

Çobançantası ve Faydaları


Çobançantası (Capsella bursa-pastoris) : Tarım arazileri ve çorak yerlerde yetişen çobançantası turpgiller familyasında, 40-50 cm boylarına kadar uzayabilen, ilkbahardan sonbahara kadar çiçeklenen soğuğa ve kuraklığa dayanıklı olan otsu bir bitki türüdür. Çiçekleri kümeler halinde küçük ve kirli beyaz renktedir. Gövdesindeki ince saplarla düzensiz dizilişteki çiçekler ise kalp şeklinde kayışımsı yüzeyleri olan torbacıklara benzer. Tavuklar bu kalp şeklindeki kesecikleri çok severler. Bu meyveler çantayı andırdığı için bitkiye bu nedenle çobançantası denilmiştir.  Flavonlar potasyum kanamayı durdurucu bir peptid ve saponinler içerir.

Çobançantası kökleri dışındaki kısmı ve çiçekleri ile birlikte toplanıp kurutulur. Taze olarak da çiğ ya da kaynatılarak suyu kullanılabilir.

Çobançantası çayı her tür kanamalarda günde 2-3 bardak içildiğinde büyük başarılar sağlar. Örneğin burun mide bağırsak ve düzensiz döl yatağı (rahim) kanamaları.

Çobançantasının faydaları
Kan dolaşımını ve tansiyonu düzenler,
Kas erimesini önler,
Damarları daraltarak kanamaları önler,
Adet kanamalarını düzenler,
Bağırsak ve rahim kanamalarını, mide kanaması, burun kanamasını iyileştirir,
Hemoroidi iyileştirir,
İdrar yolları iltihaplanmalarını iyileştirir,

Boğaz ve diş ağrılarında gargara olarak kullanılır

13 Haziran 2013

Ayrık Otunun Faydaları


Ayrık otu yayılıcı köksaplara sahip 40 ila 80 cm uzunluğa ulaşabilen, yassı yapraklı, yabani ve otsu bir bitki türüdür. Köklerinde yüksek oranda şeker ve potar vardır, ilkbahar ve sonbahar aylarında toplanıp kurutulur. İçeriğinde bulunan protein, nişasta, düşük lif oranı ve tatlı tadı nedeni ile hayvanlar için değerli bir yem bitkisi olarak kabul edilir. Ayrıca antiseptik özelliği nedeni ile bazı hastalıkları iyileştirmede kullanılmaktadır. Ayrık otu kökleri ile birlikte kurutulur ve sonrasında kaynatılarak kullanılır.

Ayrık otu nerelerde yetişir
Yabani bir bitki türü ayrık otu çayır ve meralarda, kumsal otlu yerlerde, avlu ve yol boylarında, deniz seviyesinden 1500 m kadar yüksek her yerde yetişir. Tarlalarda, ekili alanlarda ürünlerin aralarında da görülen ayrık otu burada yetiştirilen sebze ve meyvelerin gelişimini önlediği için sorun olmakta ve temizlenmektedir.

Ayrık Otunun Faydaları
İdrar söktürücüdür,
Kanı temizler ve bedendeki toksik maddelerin atılmasını sağlar,
Böbrek ve mesane taşlarının atılmasına yardımcı olur,
Romatizmal ağrıları hafifletir,
Ateş düşürücü, balgam söktürücü, safra akımını sağlayıcı, bağırsak kurtlarını düşürücü ve gevşetici özelliğe sahip olarak bedeni güçlendiren bir toniktir.

Ayrık otu kaynatılarak içildiğinde;
Mide rahatsızlıklarını geçirir,
Vücudu kuvvetlendirir ve kanı temizler,
İyi bir idrar söktürücü ve idrar arıtıcıdır,
İdrar yolu, mesane ve böbrek rahatsızlıklarını giderir,
İshale iyi gelir,
Böbrek taşı ve kumu döker,
Prostata karşı koruyucudur,
Sarılık hastalığına iyi gelir,
Ateş düşürücü özelliği ile ateşli hastaları rahatlatır,
Nezleyi geçirir,

Romatizma ve gutu azaltır