28 Aralık 2013

Akdiken (Rhamnus cathartica)

akdiken
Akdiken, doğal olarak yetişen çalı formunda bir bitki türüdür. Genellikle bir kaç metre uzunluğunda olur ancak uygun iklim şartlarında 15 metreye kadar uzayabilir. Dallarında demetler halinde çiçekler açar ve yoğun yapraklar barındırır. Genelde doğal olarak yetişir ancak parklarda süs bitkisi olarak da yetiştirilebilmektedir. Ülkemizde Anadolu ormanlarında akdiken bitkisine rastlamak mümkündür. Ancak anavatanının Alaska olduğu bilinmektedir. Bitkinin bordo ve siyah renklerinde meyveleri bulunur ve bu meyvelerde tohumları saklıdır.

Şifalı bitkiler kategorisinde anılan akdikenin neredeyse her bölümü kullanılabilmektedir. Kökü, kabukları, yaprakları ve tohumundan hazırlanan ürünler bitkisel tedavi amacıyla sıklıkla kullanılmaktadır. Özellikle akdiken çayı hazırlanırken bitkinin taze yaprakları ve tohumları kullanılır.

Akdiken tohumu kullanılacağı zaman olgunlaşmış olanların seçilmesine dikkat edilmelidir. Genellikle meyvelerinin tohumları çıkartılıp toz haline getirilerek tüketilir. Taze olarak pek tercih edilmiyor çünkü mayhoş bir tadı bulunmaktadır. Akdiken tohumu daha çok yaprakları ile birlikte kaynatılarak tüketilir. Akdiken çayı biraz acı olduğu için tadını yumuşatmak adına bal gibi doğal ürünlerle tatlandırmak gerekir.

Akdikenin Faydaları
·         Doğal olarak müshil etkisi göstererek kabızlığı giderir.
·         Bağırsak ve mide rahatsızlıklarında iyileştirici etki gösterir.
·         Safra kesesi taşlarının da tedavi edilmesinde yardımcı olur.
·         İlk evrelerdeki basurun belirtilerini ortadan kaldırır.
·         İdrar arttırıcıdır.
·         Deri üzerinde alerji sebebiyle oluşan kaşıntıları azaltır.
·         Sinirleri yatıştırarak uykusuzluk çeken kişilerin rahatlamasını sağlar.

Akdikenin bu kadar faydası olduğu ortaya çıktıktan sonra bitki, mutfaklarda daha sık yer almaya başladı. Aktarlarda bitkinin tohumlarına, kuru yapraklarına rastlamak mümkündür. Bu ürünler kaynatılıp çay olarak tüketilebilir. Ancak pek çok şifalı bitkide olduğu gibi akdikeni kullanırken de dikkatli olunmalı ve aşırıya kaçılmamalıdır. Bir haftadan uzun kullanılması bağırsakların normal çalışma düzeninin bozulmasına sebep olur. Tohumlarının da mutlaka olgunlaştıktan sonra kullanılması gerekir. Aksi halde karın ağrısı yapabilir.
       

Hamile bayanların ve daha önce ciddi mide rahatsızlıkları geçiren kişilerin de akdiken kullanamaması tavsiye edilir. Kullanılacağı zaman da doktora danışılması gerekir. Bitki tüketildikten 8-12 saat sonra etkisini göstermeye başlamaktadır. Bu sebeple günde iki ya da üç bardak tüketerek yeterli bir tedavi uygulanabilir.

26 Aralık 2013

Tırnak Batması

tırnak batması

Tırnak batması tırnağın uzarken kenarlarda bulunan yumuşak etin arasına girmesi sonucu oluşan inflamasyondur. Kimi zaman iltihaplanmaya sebep olmaktadır. Tırnak batması oluştuğunda tırnak kenarları kızarır ve ilerleyen dönemde oldukça acı hissedilir. Tırnak batması sıklıkla rastlanılan bir cilt hastalığıdır. Tırnak batması genel olarak ergin dönemde ve genç yetişkinlerde daha çok rastlanılan bir hastalıktır.

Tırnak batması belirtileri
·         Tırnak batması sonucu tırnak kenarlarında kızarıklıklar meydana gelebilir.
·         Tırnak kenarlarının etrafında irin oluşabilir. Tırnak kenarında iltihap oluşumu çok fazla artar ve kemiğe ulaşırsa kemik rahatsızlıkları görülebilir.
·         Parmakların fonksiyonunu yapamamasına neden olur.Yürüme bozuklukları görülebilir.

Tırnak batması nasıl önlenir?
Tırnak batması rahatsızlığını önlemek için öncelikle tırnak kesimine özen gösterilmelidir. Tırnak kesilirken küt kesilmeli, tırnağın çıkan kenarları et içinde kalmamalıdır ve tırnaklar törpülenmiş olmalıdır. Ayakkabı seçerken dar ayakkabılar tercih edilmemelidir. Giyilen çorap içeriği naylon olmamalıdır. Naylon çoraplar ayakları terleterek derinin yumuşamasına neden olmaktadır.

Tırnak batması tedavisi için çeşitli yöntemler bulunmaktadır. Rahatsızlığın boyutuna göre kişiye uygun tedavi yöntemi tercih edilebilir. Tırnak batması tedavisinde genel yargı kişi kendi batan tırnağını kesip çıkarmak için uğraşır fakat bu durumda inflamasyon seviyesi oldukça artar. Uzman doktor tarafından tırnak çekilebilir. Batan tırnak etrafında ki yumuşak dokudan çekip çıkarılarak tırnağın yenilenmesi ve bu yeni tırnağın sağlıklı olması beklenir. Fakat bu durum biraz acı verici olabilmektedir. Tırnak çekilmesi işlemi uygulandıktan sonra yeni tırnağın çıkmasına kadar kişiyi rahatsız edebilir.

Tırnak batması ameliyatı diğer bir tedavi yöntemidir. Uzman doktor tarafından tırnağın etrafını saran et kısım tırnağın rahat çıkabilmesi için küçük bir operasyonla kesilir. Yumuşak doku kendini çabuk onardığı için iyileşme süreci bu etin kendini yenilemesine bağlı olarak değişir. Daha kısa sürede % 100 e yakın oranda iyileşme sağlayan bu yöntem tırnak batması tedavileri arasında en sık tercih edilendir.

Tırnak batması tedavisinde çeşitli bitkisel tedavi yöntemleri bulunmaktadır. Aktarlardan alınabilecek pomad tarzında hazırlanan bitkisel karışımlar ağrının, acının, iltihabın azaltılmasında yardımcı olmaktadır.

21 Aralık 2013

Faranjit (Boğaz İltihabı)

faranjit

          Faranjit Latince yutak iltihaplanması anlamına gelmektedir. İnsan boğazında küçük dil arkasında bademcikler bulunur. Çeşitli nedenlerden dolayı bu bölge iltihaplanır. Üst solunum yolları enfeksiyonlarının belirtisi olabildiği gibi başka çeşit hastalıkların da habercisi olabilmektedir. Çoğunlukla havasız ve tozlu ortamlarda daha çok tehdit etmektedir. Ağız ve burunla sürekli tozlu ve kirli bir ortamda bulunmak faranjit tetikleyicisidir.

Boğa iltihabı aniden veya uzun süreli gelişen şeklinde olabilir. Ani gelişenler genellikle soğuk algınlığı ve virüs kapma ile oluşan grip ve nezle ile birlikte olmaktadır. Kronik yani uzun süreli olanlar ise sıkça beliren üst solunum yolu enfeksiyonlarından kaynaklanmaktadır. Her ikisi de doktora muayene gerektirir.

Faranjit belirtileri
·         Boğazda meydana gelen ağrılar, yanmalar, kurumalar, kaşınmalar.
·         Yutaktaki iltihaptan dolayı yutkunurken zorlanma hissi yaşama.
·         Sürekli olarak öksürme.
·         Yüksek ateş ve seste kısılma.
·         Halsiz düşme ve yorgunluk hissi.
·         Burun akması.
·         Tozlu ortamlara ve yiteceklere karşı eskisinden daha hassas olma.

Bazı insanlarda uzun süreli olarak nükseder. Çok fazla şikâyet edecek durum oluşturmaz. Fakat ani gelişen ve günlük yaşamı baltalayıcı etkisi sahip olduğu zaman bir uzmana veya doktora danışmada fayda vardır.

Bu rahatsızlığın birçok nedeni vardır. Bunlar arasında sigara kullanımı, çok fazla alkol tüketimi, genetik faktörler, bünyesel etkiler gibi sebepler gösterilebilir.

Mesleki açıdan, gün boyu konuşmak zorunda olan, müşteri hizmetlerine bağlı çalışanlar ve öğretmenler faranjit geçirme olasılığı yüksek olan kitlede gösterilebilirler.

Faranjite ne iyi gelir?
Bol C vitamini tüketmek, sigara ve alkol tüketimini azaltmak hatta hiç kullanmamak, çay, kahve, asitli içecekleri sınırlamak, yatmadan öce mutlaka dişleri temizlemek, çok fazla uykusuz kalmamak, elleri gün içerisinde yemekten önce ve sonra kesin olmakla daha sık yıkamak ve temiz tutmak, başkasının kullandığı yemek ve içecek kaplarını kullanmamak, temiz ortamda bulunmak oldukça faydalı olacaktır.

Faranjit tedavisi için antibiyotik kullanmak oldukça etkilidir. Virüslere doğrudan etki etmese de bakterilere nüfus ederek hastalığın daha çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ateş düşürücü, ağrı kesici, alerji  önleyici ve öksürük kesici ilaç ve şuruplar iyi gelecektir.


Faranjit bitkisel tedavi yöntemleri ile iyileşme sürecine destek olunabilir. Kekik, sirke, süzme bal bitkisel tedavi için kullanılabilir.

18 Aralık 2013

Civan perçemi (Achillea)

civan perçemi

Bileşikgiller familyasından olan civan perçemi 20-100 cm boyunda tüylü bir bitkidir. Bitkinin kökü hariç tamamı bitkisel tedavi amacıyla kullanılabilir. Kısa sürede kümeler halinde çoğalan bitki, yol kenarlarında, çayırlık, çimenlik ve seyrek ormanlarda yetişir. Mart’ta tohumları atılan bitki fideleri Mayıs ayında ekilir, Haziran’dan Kasım’a kadar yerden 5-10 cm yukarıdan kesilerek gölgede kurutulur. Toplama işlemi güneşin tepede olduğu anda yapılırsa eterik yağlar açısından daha keskin olur. Kuruduktan sonra eterik yağını kaybetmemesi için paketlenmesi gerekir. 40 deşik türü olan bitkinin halk arasında, yara otu, akbaşlı, kandil çiçeği, perçem otu gibi isimleri vardır. Çok yıllık, otsu bir bitkidir. Bitkisel tedavi amaçlı kullanılması çok eski dönemlere kadar iner.

Civanperçemi çayı çok yaygın olarak kullanılır. Kaynatılmadan, sıcak suda 15 dakika demleme yöntemiyle yapılan çay oldukça faydalıdır. Çayın yanında yağ, tentür ve merhem yapılmak suretiyle tedavi amaçlı kullanılmaktadır.

Civanperçemi Faydaları
·         Yara iyileştirici özelliği vardır.
·         İdrar ve gaz söktürücü olup, kuvvet verici özelliği vardır.
·         Antiseptik, balgam sökücü ve midevi olması sebebiyle mide kanamaları, ülseri ve kanserinde oldukça etkilidir.
·         Ayrıca bağırsak ağrılarını dindirici ve basurları küçülten etkisi sabittir.
·         Kadınların düzensiz adet kanamaları, ağrıları, menopoz dönemlerinin ateş basmalarını giderici, sıkça muzdarip oldukları genital bölge enfeksiyonlarında, mantar sorunlarında şiddetle tavsiye edilen bir bitkidir.
·         Rahim kanseri ve miyomlar da şiddetle tavsiye edilen bir bitkidir.
·         Osteoporoza bağlı kemik erimesi sorunlarında etkili bir bitkidir.
·         Akciğer hastalıklarında, tedaviyi destekleyici role sahip olan civanperçemi, bronşit ve astımda tedavi edici özelliğe sahiptir.
·         Romatizmal hastalıklarında, sırt ağrılarında ve kemik iliği hastalıklarında kullanmak fayda sağlar.
·         Civanperçemi yağı özellikle baş ağrıları, migren, astım, bronşit ve yolculuk esnasındaki bulantılara çok faydalıdır. 
·         Civanperçemi ile yapılacak banyolar oldukça rahatlatıcı bir etkiye sahiptir.
·         Ayrıca saç bakımı için de tavsiye edilen bir bitkidir.

Şifalı bitkiler alanında oldukça faydalı sayılacak olan civanperçemi özellikle kadınlarımızın yanından ayırmaması gereken bir bitkidir. Kurallara uyularak toplanacak bitki bir uzman tavsiyesiyle yukarıdaki sorunlarda gönül rahatlığıyla kullanılabilir.

16 Aralık 2013

Karaciğer Yetmezliği


karaciğer yetmezliği

                Karaciğer, insan vücudunda midenin sağ üst kısmında yer alan bir organdır. Temel olarak bakıldığında tıpkı diğer organlar gibi çok önemli bir yere sahiptir ancak bazı özel işlevleri itibariyle pek çok organdan çok daha önemli olduğundan dahi bahsedilebilir. Ortalama olarak 1.2 kilogramın üzerinde bir ağırlığa ulaşmakta olan karaciğer, erkek ve kadınlarda farklı ağırlıklarda olabilmektedir. Özellikle erkeklerde kadınlara göre daha ağır olduğu gözlemlenmiştir. Karaciğerin en temel görevinin protein sentezi olduğundan bahsedebiliriz. Bunun yanı sıra vücuttaki zararlı maddelerin ayrıştırılması, safra oluşumu ve safranın vücuttan tahliyesi de karaciğerin görevleri arasında yer alır.

                Karaciğer yetmezliği olarak ifade edilmekte olan rahatsızlık; basit anlamda hücrelerinin ölmesi sonucu karaciğerin görevlerini yerine getirememesi şeklinde tanımlanabilir. Karaciğer yetmezliği pek çok açıdan oldukça ciddi bir rahatsızlıktır ve tedavi edilmediği takdirde diğer karaciğer hastalıkları gibi genellikle ölümle sonuçlanmaktadır.

                Karaciğer yetmezliği bir iki hafta gibi kısa bir süreç içerisinde aniden meydana gelebileceği gibi yıllar süren uzun bir süre zarfında da gelişimini sürdürebilir. Karaciğer yetmezliği belirtileri de hastalığın tipine göre ani veya uzun zamana yayılmış şekilde kendilerini gösterebilir. Örneğin sarılık genellikle bir karaciğer yetmezliği belirtisi iken; hastalığın gelişimine göre oldukça ani şekilde meydana gelebileceği gibi, gelişimi uzun süreler de alabilmektedir.

                Karaciğer yetmezliği nedenleri olarak başlıca birkaç hususun özellikle sayılmasında fayda vardır. Bunlar şu şekilde gösterilebilir;
·         Aşırı miktarlarda alkol kullanımı,
·         Tedavi edilmemiş olan; hepatit ve benzeri çeşitli virüs kaynaklı hastalıklar,
·         Tedbir alınmamış karaciğer yağlanması vakaları,
·         İmmün adı verilen bağışıklık sistemindeki bazı bozukluklar.

                Sayılanlardan birçoğu kadınlarda çok daha kolay şekilde karaciğer yetmezliğine neden olabilmektedir. Örneğin alkol nedenli karaciğer yetmezliğinde kadınlar erkeklere göre neredeyse yarı yarıya daha dayanıksızdırlar.

                Karaciğer yetmezliği tedavisi olarak en sık başvurulan yöntem hastalığın temel sebebinin ortadan kaldırılmaya çalışılmasıdır. Ancak bazı vakalarda tek çare olarak karaciğer naklinin gerekebildiğini de belirtmek gerekir.

Bunun yanı sıra karaciğer yetmezliğine karşı bitkisel tedavi araçlarından da faydalanılabilmektedir. Örneğin ahududu, çilek, greyfurt gibi bitkilerin karaciğere faydalı olduğu bilinmektedir.

                

13 Aralık 2013

Hazımsızlık

Hazımsızlık

Hazımsızlık tıbbi adıyla “dispepsi”, kısaca sindirim güçlüğü veya sindirim zorluğu olarak tanımlanır. Yemeklerden sonra, besinlerin sindirilmeye başlanması sırasında gelişen bir tablodur. Hastaların şikayetleri farklılık gösterir ve aslında tam bir tarif verilemez. Üst ve orta karın bölgesinde tekrarlayan ağrı, baskı ve şişkinlik olarak açıklanan bu durum, göğüs kemiğinin altında oluşan genel bir rahatsızlık hissini anlatır. Hasta ayrıca, gaz sıkıntısından, mide yanması, ekşimesi (heartburn) ve dolgunluğundan, ağza acı su gelmesinden, çabuk doymaktan, bulantı ve kusmadan, kabızlık veya ishalden, sık sık geğirme ihtiyacından ve tekrarlayan hıçkırıktan bahseder.

Hazımsızlık, en az 3 ay boyunca sıkıntı vermeye devem ediyorsa, mutlaka altta yatan başka bir hastalığın ilk belirtisi olarak kabul edilmelidir. Çünkü sindirim sırasında yaşanan bu sıkıntı, genellikle mide, bağırsak ve kalp hastalıklarının başlıca semptomları arasında sayılmaktadır. Bunların dışında, kimyasal ilaçların yan etkilerinde ve hamilelikte de sindirim sorunu yaşanabileceği unutulmamalıdır.

Erişkin insanların ortalama %25’ni etkileyen hazımsızlık şikayetlerini hafifletmek için, nedeni olan hastalığın teşhisinde tıbbi yardım alınmalı, kontrol ve tahlil sonuçlarına göre bir yol izlenmelidir. Stres, alkol, sigara, kafein, hareketsizlik, ağır, yağlı ve hızlı yemekten uzak durmak doktorunuzun ilk tavsiyeleri olacaktır.

Hazımsızlığa ne iyi gelir
Az yağlı ve hafif besinler tüketmek, yavaş ve az yemek, sofrada ekşi mayalı ekmek bulundurmak, PH’ ı 8 ve üzeri olan alkali sular içmek, egzersiz yapmak ve kilo vermek bu sıkıntıya iyi gelir. Stresle başa çıkmak için psikolojik destek almak, yeterli düzeyde dinlenmek ve bitkisel tedavi uygulamak da kişiyi rahatlatır.

Hazımsızlık için şifalı bitkiler
Yemeklerden sonra yenecek 1-2 dilim ananas veya içilecek rezene çayı sindirimi rahatlatır. Mide gazı ve şişkinliği için, limonlu suyun içine karıştırılacak 1 çay kaşığı karbonat, halk hekimliğinde çok kullanılan bir karışımdır. Yemeklerde zencefil ve kimyon kullanmak, karın bölgesini nane yağıyla ovmak sorunun çözümüne destek verir.

Hazımsızlık nasıl geçer

Bu sıkıntının giderilmesi için, her yemekten sonra, sırtüstü pozisyonda yapılacak 5 dakikalık “diyafram nefesi terapileri” son derece faydalıdır. Altta yatan bir mide ve bağırsak problemi varsa, doktorunuzun reçete edeceği asit düzenleyici tabletler de rahatlama sağlar.       

11 Aralık 2013

Ciğer Otu (Pulmonaria Officinalis)

ciğer otu

Ciğer otu Hodangiller familyasından olup, boyu yaklaşık 10-50 cm arasında çok yıllık otsu bir bitkidir. Çiçekleri önceleri kırmızı daha sonra ise mor ve maviye döner, sapları ve yaprakları sert tüylüdür. Yapraklarının üzerinde bulunan beyaz lekeler, akciğer görünümün de olduğu için, akciğer hastalıklarına iyi geldiği söylenmektedir. Dolayısıyla ismini de buradan almıştır. Ciğer otu Asya ve Avrupa’nın ılıman yörelerinde, özellikle Yemen’de yetişmektedir. Özellikle dere kenarlarında, nemli yerlerde, bahçelerde, duvar diplerinde çok kolay bir şekilde yetişmektedir. Hem eşeyli, hem de eşeysiz üreme yaptıklarından oldukça hızla yayılırlar. Oldukça fazla su depolayabilir. Bitkinin yaprakları ve çiçekleri bitkisel tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Ciğer otunun yapısında tanen, reçine, sabit yağ, değişik mineraller, silik asit, tanin, allantoin gibi maddeler bulunur. Bitkinin kökleri hariç, toplanan yaprakları ve kökleri gölgede kurutulur. Kuruduktan sonra mutlaka paketlenmesi gerekir, açıkta bekletilmesi kalitesini düşürür. Çiçeklerini açtığı Mart ayından Temmuz ayına kadar toplanabilir.

Ciğer Otunun Faydaları

Yaprakları bitki çiçek açmaya başladığı zaman toplanır ve kurutulur. Elde edilen çay içilerek ya da haricen sürülerek, basur ve meme çatlaklarında kullanılır. Ciğer otu kurutularak, toz haline getirilir. Yaraları iyileştirmek amacıyla kullanılır. İltihaplı yaralar üzerine serpilmek suretiyle tedavi edilir. Çok ağır olmayan yanık vakalarında da oldukça etkilidir. 

Ayrıca kozmetik dalında krem yapımında oldukça fazla tercih edilir.

Donma tehlikesi yaşamış insanlarda, uzuvlara çayı ile kompres yapılması faydalıdır.

Boğaz iltihaplarında gargara yapılması dezenfektasyon sağlar. Balgamı önleme de yardımcıdır.

Göğsü yumuşatır, öksürüğü keser, nezle tedavisinde kullanılır.  Başta verem olmak üzere tüm nefes yollarında etkilidir.

İdrar söktürücüdür. İshali önler.

Ciğer otu ayrıca doğal dengenin korunmasına da yardımcı olur. Nemli yerlerde yetiştiği için, su tutma özelliği sebebiyle ağaç kütükleri çürütür ve nem sebebiyle kayaların parçalanmasına yardımcı olur.

Bitkisel ürünler içerisinde, ekonomik değeri olmasa da, şifalı bitkiler içerisin de kendine yer edinmiş olan ciğer otu hayvanların beslenmesinde dahi önemli bir role sahiptir.

10 Aralık 2013

Şeker Hastalığı (Diyabet)


Şeker hastalığı gün geçtikçe artmaya başlayan ve tedavisi ömür boyu süren bir hastalıktır. Şeker hastalığı kandaki şeker miktarının artması olarak tanımlanabilir. Kanda aşırı miktarda şeker bulunması insana ciddi zararlar verir.

Vücudun kan şekeri dengesini sağlayan organ pankreastır. Mide duvarı hemen arkasında bulunan pankreas insülin salgılayarak kan şekerinin normal düzeyde kalmasını sağlar. Bu hormonun salgılanmaması veya bir sebepten hücre için girememesi kanda şeker miktarının giderek artmasına sebep olur.

Halk arasında şeker hastalığı dense de aslında bu hastalık tıp dilinde diyabet olarak adlandırılır. İki tip diyabet vardır. Tip 1 diyabette insülin hiç salgılanmaz. Tip 2 diyabette ise insülin salgılanır ama kana etki etmez. Her ikisi de kandaki şeker miktarının giderek artmasına sebep olmaktadır. Günümüzde tip 2 diyabet daha fazla görülür yetişkin diyabeti de denin. Çünkü hastalık 40 yaşından sonra ortaya çıkmaya başlar. Tip 1 ise 20 yaşından itibaren insanlarda görülebilir.

Şeker Hastalığı Belirtileri
·         Aşırı su tüketme,
·         Gece ve gündüz sürekli idrara çıkma,
·         Cilt yüzeyinde kuruluk,
·         Vücutta oluşan yaraların iyileşmesinin uzun sürmesi,
·         Basit aktivitelerde bile çabuk yorulmak ve sürekli halsiz hissetmek,
·         Aşırı yemek yeme ve iştah artışı,
·         Nadiren de olsa bulanık görme

Şeker hastalarında bu belirtilerin biri ya da birkaçı görülmez. Genellikle hepsi görülür. Kişi doktora başvurduğunda bu şikâyetlerini dile getirir. Teşhisin konulması için ise açlık kan şekeri ölçülür. En az 8 saat açlıktan sonra ölçülen kan şekeri 100'ün üzerinde is o kişi şeker hastası kabul edilir.
Hastalık tespit edildiğinde ise hemen şeker hastalığı tedavisi uygulanmaya başlanır. İlk başta hastanın şeker ve karbonhidrattan uzak durması tavsiye edilir. Ardından hastalığın şiddetine göre insülin takviyesi yapılır. İnsülin hap şeklinde alınabileceği gibi iğne olarak da vücuda alınabilir. Bu şekilde kandaki şeker miktarının normal seviyelerde kalması sağlanır. İnsülin seviyesini normal oranda tutmak için şifalı bitkilerden de yardım alınabilir. Bitkisel tedavi yapılacaksa şeker hastalığına iyi gelen bitkiler hangileridir öncelikle bunu bilmek ve bitkileri dozunda kullanmak gerekir. Bu bitkileri aşırı dozda kullanmak fayda yerine zarar getirir.

07 Aralık 2013

Menisküs

menisküs

Menisküs dizin iç kısmındaki kıkırdak yapıdaki yastıkçıklardır. Menisküs kıkırdakta olduğundan kan damarlarından yoksundur ve bu durum yırtıkların iyileşmesini engellemektedir. Bu yırtıklar dizde aşırı ağrı, yürüyememe ve ödeme neden olurlar.

                Diz eklemi, kuvvetli bağlardan oluşmaktadır. Fakat yük fazlalaştığında maruz kaldığı gerilim tehlikeler arz eder. Dizde sağ ve solda yarım ay şeklinde menisk adı verilen kıkırdaklar mevcuttur. Diz eklemi kapsül ile korunan iç ve dış bağlarla kuvvetlendirilmiştir haldedir. Diz açık konumda olduğunda bu bağlar en gergin halini alır. Bu bağlardaki kopmalar sonucunda oluşan rahatsızlığa menisküs denir.

                Menisküs Belirtileri
·         Dizden gelen sesler,
·         Dizde ödem,
·         Yürümede zorluk,
·         Diz ağrısı,
·         Eklemin açılma harekeğinde kısıtlanma,
·         Dizin ekleminde sıvı birikmesi,
·         Dizde kilitlenme ve takılma,
·         Dizde sıvı akışına dair his,
·         Menisküs yırtığı olan dizde parçanın eklemin içine düşmesi sonucunda takılma.

                Menisküs tedavisi, istirahat, buz uygulamaları, bandaj gibi bası uygulamaları, dizin yukarı kaldırılmasıdır. Bu tedavilerden sonra şikayetler azaldığında istirahat süresi sonucunda biter. Menisküsün dış eklem kapsülü bölümünde kan dolaşımı olduğundan bu bölgede oluşan yırtıklar kendiliğinden beslenerek onarılır. İç kısımda oluşan yırtıklar tamir olmadığından menisküs ameliyatı gerekebilir. Menisküs ameliyatı diğer uygulamalardan sonuç alınamadığında yapılır. İleri aşamada menisküs yırtıkları kıkırdağın aşınmasına ve kireçlenmeye neden olur. Menisküs sporcuların yanı sıra dizini zorlayan birçok kimsede görülebilir. Menisküs yırtığı kilitlenme ve sıvı toplanması gibi belirtiler verir.

                Uzun süre tedavi edilmeyen yırtıklar diz içinde hasara neden olur. Diz kıkırdak ve kemik yapısının bozulması da diğer sonuçlarıdır. Bu hasarların engellenmesi için menisküs yırtığının olduğu bölge menisküs parçacıklarından temizlenmeli, dış kısımdaki yırtıkların dikilmesiyle tedavi edilmelidir. Menisküsün ilk bulguları yaşandığında soğuk kopmres yapılması oluşan ağrının dinmesine yardımcı olur. Bunun yanı sıra eklemin sabit kalmasını sağlamak onarılmasına elverişli bir ortam oluşturur. Bu nedenle de bir bandaj yardımıyla bölgeye bası uygulanabilir. En önemli tedavi şekli ise istirahattır. Eklemleri zorlamak yırtığın artmasına ve kıkırdakların hızlı yıpranmasına neden olur. 

05 Aralık 2013

Biber (Capsicum)


Biber, anavatanı Hindistan, Orta ve Güney Amerika ormanları olan, meyveleri sebze ve baharat olarak tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılan bir bitkidir. 15. Yüzyılın sonlarında, Amerika’nın keşfinden sonra, önce İspanya’ ya götürülmüş, sonra da tüm dünyaca tanınmıştır. Türkiye’nin biberle tanışması ise 16. yüzyılda, tohumların Macaristan’dan getirilmesiyle olmuştur.

Tatlı ve acı türleri olan biber, olgunlaşmadan önce beyazımsı sarı renkte, körpeyken yeşil, dalında kalıp olgunlaştıkça da sarı, kırmızı, hatta mor renge bürünür. Sivri, çarleston, dolmalık, paprika ve domates biberi gibi cinsleri olan bitki, kızarıp kurutulduğunda toz haline getirilir. Elde edilen bu baharat, çok acı, acı, az acı ve tatlı kırmızı biber olarak satılır. Biberin acılığını belirleyen içeriğindeki “capsaicin” maddesinin oranıdır. Acılığı ölçmek için de “scoville ölçeği” kullanılmaktadır. Özellikle acı türlerinde, dünyada akla gelen ilk ülke Meksika olsa da, Peru bu konuda en fazla çeşit ve kaliteye sahip olandır. Türkiye’de ise Güneydoğu bölgesinin acı biberleri “isot” ismiyle tüketilmektedir.

Biber, üst sınıfı patlıcangiller olan ve “capsicum annuum” cinsinin en önemli bitki türüdür. Kış şartlarının olmadığı, soğuk ve don olaylarının yaşanmadığı iklimlerde çok yıllık, ama genelde tek yıllık olan bir sebzedir. Uzmanlarca “antikarsinojenik sebzeler” yani kanser hastalıklarına karşı koruyucu şifalı sebzeler sınıfında sayılan bu bitki, yüksek miktarda potasyum, manganez, riboflavin, A, C, B1, B2, B6, E ve H vitaminleri içeren önemli bir besin kaynağıdır.

Biberin Faydaları
·         Acı biber, önemli bir antioksidan madde olan likopen sayesinde, kanserli hücrelerle savaşmada vücuda destek verir. ABD’nin Los Angeles Eyaleti’nde bulunan “Kanser Enstitüsü”nde yapılan çalışmalarda, kırmızı acı biberin, kanser hücrelerinin protein gelişimine engel olduğu tespit edilmiştir.
·         Kan dolaşımını hızlandırarak metabolizmayı çalıştırır.
·         Vücut yağlarının yakılmasına yardımcı olur, kilo verme için etkilidir.
·         Soğuk algınlığı ve eklem ağrılarına iyi gelir.
·         Bakterilerin çoğalmasını ve iltihap oluşumunu önler.
·         Bağırsakları çalıştırarak sindirim sistemini temizler ve dezenfekte eder.
·         Vücutta biriken ödemin atılmasında fayda sağlar.
·         Kan şekerini ve kolesterolü dengeler.
·         İştahı artırır.

Acı biber faydalarının yanında, mide salgısını artırdığı için reflü, gastrit, ülser ve hemoroid hastalarının uzak durması gereken bir besindir.

04 Aralık 2013

Aritmi (Kalp Ritim Bozukluğu)

Aritmi

Aritmiler genel olarak kalp atım bozuklarına verilen addır. Kan akışının düzenli halde gerçekleşmemesi sonucu aritmiler meydana gelmektedir. Bu tür hastalıklarda tanı koyabilmek ve tedavi edebilmek adına farklı türde aritmiler bulunmaktadır. Düzensiz kalp atışı doğru oranda ve yeterli düzeyde kan pompalanmasını engellemektedir. Bu durumun ortaya çıkmasında psikolojik ya da nörolojik nedenler olabileceği gibi kahve ve alkol gibi maddelerin fazla tüketilmiş olması, oksijen yetersizliği, troid bezinin fazla çalışması, alınan ilaçların yan etkileri gibi nedenler aritmilere neden olabilmektedir. Bunun yanı sıra normal çalışan bir kalp için de aynı sonuçlar görülebilmektedir.

Kalp ritim bozukluğu oluşumunda kişi kendinden herhangi bir rahatsızlık hissetmeyebilmektedir. Ancak bunun dışında aritmi oluşmasında baş dönmesi, çarpıntı, boyun ve göğüs ağrıları, nefes darlığı, yorgunluk gibi hafif belirtiler ile geçici görme ya da konuşma bozukları, şok, bayılma, sara nöbetleri gibi daha ağır belirtiler görülebilmektedir. Farklı türleri olduğu için aritmilerin tedavisinde öncelikle doktor tanısı önemli bir husustur. Hastalık türüne göre tedavinin belirlenmesi gerekir. Bunun dışında düzenli olarak kullanılabilecek olan bitkisel tedavi yöntemleri rahatlatıcı ve damar yollarını olumlu etkileyen etkiye sahip bulunmaktadır. Bu nedenle öncelikle hastalık türünün belirlenmesi gerekmektedir. Kullanılan bitkisel yöntemler arasında damar yollarının genişlemesini ya da daralmasını sağlayan bitkiler bulunabilmektedir.


Kalp hastalıklarında kullanılan ilaçlar kadar bitkisel tedaviler de olumlu sonuç verebilmektedir. Bunun yanı sıra anlık rahatlamalar için de insanların kullandığı bitki çayları ya da benzeri uygulamalar bulunmaktadır. Ritim bozukluğu sebebi araştırıldıktan sonra müdahale edilmesi gereken hastalık türlerinden bir tanesidir. Bu nedenle de kulaktan dolma bilgiler kullanılması durumu daha da kötüye götürebilir hatta ölümcül sonuçlara neden olabilir. Bunun yanı sıra kalp rahatsızlıklarında genel bir tedavi yöntemi yoktur. Kişinin şikayetleri ve durumu göz önüne alınarak uygulanabilecek olan tedaviler sonucu olumlu etki alınabilmektedir. Bitkisel kullanılan ilaçlarda da dikkat edilmesi gereken noktalar bulunmaktadır. Sertifikalı, onaylı üreticilerin ürünlerinin kullanılması ve doz aşımına dikkat edilmesi gerekir. Evde hazırlanan çaylar kişinin bünyesini rahatlatmak için yardımcı olsa da asıl tedavinin teşhis sonrasında yapılması gerekir.