31 Temmuz 2013

Akne Tedavisi

akne


Çoğunlukla yüz, sırt ve göğüste görülen akne, yağ bezleriyle ilgili bir deri hastalığıdır. Ergenlik dönemi sorunu olduğundan dolayı 12-25 yaş arası görülen bu hastalık, insanda ciddi anlamda psikolojik sorunlar oluşturmaktadır. Akne, yağ bezlerinin kanalındaki tıkanmadan dolayı oluşan siyah nokta (komedon) nın içine akne bakterisinin yerleşmesi ile oluşur. Çoğunlukla kıl köklerinde görülen bu rahatsızlığın sebeplerinin en önemlisi ise, genetik yatkınlıktır. Ayrıca hormon bozukluğu, stres, yağlı ve kalitesiz kozmetik ürünleri, cilt kirliliği başlıca nedenler arasına girmektedir. Herhangi bir yiyeceğin veya içeceğin akne oluşturduğu fikri henüz kanıtlanmamıştır. Ancak, eğer bir yiyecek veya içecek cildinizde akne oluşturduğu düşünüldüğünde, o yiyecek veya içecekten uzak durulmalıdır.

Akne izleri
Akne kesinlikte sıkılmamalıdır. Sıkılan aknedeki bakteriler çevre kistlere yayılarak yeni akne oluşumuna neden olur. Ayrıca sivilceler, sıkılıp ve yolunduğu takdirde ciltte lekeler meydana getirmektedir. Üstelik bu izler önlemi alınmaz ise uzunca bir zaman vücudumuzda konaklayabilirler. Bunun için özellikle akne ile uğraşılmaması gerekmektedir.  Eğer sivilce izleri oluşmuş ise bir uzmana başvurmak gerekebilir.

 Akne tedavisi uzmanlar tarafından antibiyotikler, retinoidler ya da A vitamini türevleri, isotretinoin bulunan akne ilaçları ile giderilebileceği gibi, bitkisel tedavi yoluyla da akne izlerine çözüm bulunabilmektedir. Her derde deva olduğu bilinen bitkilerin, akne üzerindeki etkileri de oldukça büyüktür.

Bitkisel akne tedavisi
  • Limon suyu, akne için mucizevî etkiye sahiptir. Hem ciltteki akne izlerini yok eder hem de yeni sivilce oluşumunu engeller.
  • Adaçayı demlendikten sonra akne üzerinde uygulandığında, akneleri gidermeye yardımcı olur.
  • Ihlamur çayı ise vücuttaki bakterileri temizlediğinden dolayı sivilce oluşumunu azaltmaktadır.
  • Atkuyruğu, biberiye ve papatya gibi şifalı bitkiler kaynatıldıktan sonra, 1 gün suda bekletilmiş ayva çekirdeği ile karıştırılıp sorunlu bölgeye sürülebilir.
  • Himalaya tuzu, yine aynı şekilde akne tedavisi için yardımcı olmaktadır. Bunun için, himalaya tuzunu 1 hafta suda beklettikten sonra, o su ile maske yapmamız yeterlidir.
  • Çay ağacı yağı, lavanta yağı, karanfil yağı, kayısı yağı ve bergamot yağı da sivilcelere iyi gelmektedir.

30 Temmuz 2013

Ayı Üzümü



                Fundagiller familyasından olan ayı üzümü, kış aylarında yapraklarını dökmez ve dallarında çiçekleri mevcuttur. Kuzey Amerika ve Avrupa kökenli olan bu bitki açık yerlerde ve sarp kayalıklarda yetişmektedir. Genelde uzunluğu 1 ile 2 metre arasındadır ve gövdesi de odunsudur. Gövdesinden birçok dal üstte sık bir öbekleşmeye neden olur. Ayı üzümü meyveleri kırmızı renktedir. Bu bitkinin yapraklarından çay yapılmaktadır.

                Ayı Üzümü Faydaları
·         Ayı üzümü çayı vücuda enerji verir,
·         İshali keser,
·         Ateş düşürür,
·         Mide hazımsızlığını giderir,
·         İdrar yollarını temizler,
·         Prostatın ilerlemesini durdurur,
·         Bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olur.

                Bir litre suya iki avuç ayı üzümü yaprağı konur ve bir süre kaynatılır. Böylece ayı üzümü çayı elde edilir. Bu çay düzenli olarak kullanıldığında prostat rahatsızlığına iyi gelmektedir. Ayrıca böbrek taşlarını düşürür ve idrar yolları iltihabını tedavi eder. Bu bitkinin meyveleri üzüm şeklinde ufak ve grup halinde bir aradadır. Genelde ülkemizde taşlıklarda ya da ormanlarda bolca ve yabani olarak yetişmektedir. Ayı üzümü eski tarihlerden bu yana kullanılan fakat günümüzde pek de bilinmeyen, bitkisel tedavi için kullanılan çok faydalı bir bitkidir. Şifalı bitkiler içinde ayı üzümü enerji verir. Özellikle böbrek ve idrar yolları enfeksiyon tedavisinde yararlı olduğu görülmüştür. Prostat büyümesini engeller. Ayı üzümü bitkisini kurutup daha sonra kullanmak için, körpe yaprakları koparılır ve güneşli, havadar bir yerde kurutulur. Bu yapraklar en az iki yıl muhafaza edilebilmektedir. Ayı üzümünü bu kadar etkili kılan içeriğidir. Hidrokinon ve arbutin bulunan bu iltihabın antiseptik özelliği fazladır. Özellikle 50 yaş ve üzerine erkeklerin günlük tüketmesi gereken bu çay, ileride yaşanabilecek prostat hastalıklarını da engellemektedir. Ayı üzümü içeriğinde bulunan glikosit, idrar da bulunan alkalilerin çok rahat vücuttan atılmasını sağlar.

                Böbrek taşlarının ve kumun dökülmesi için her gün üç bardak ayı üzümü çayı tüketilmelidir. Genel sağlık için günde bir bardak tüketmek yeterli olmaktadır. Ayı üzümü çayı her gün taze olarak tüketilmelidir.

29 Temmuz 2013

Ayçiçeğinin Faydaları

ayçiçeği


                Ayçiçeği, papatyagiller ailesinin, bir veya daha uzun yıl yaşayabilen üyesidir. Ayçiçeği ismi çok sık kullanılmakla beraber, gündöndü veya günebakan adlarına da rastlanılmaktadır. Bitkinin ana vatanı orta Amerika’dır. Eski zamanlarda özellikle İnka medeniyeti tarafından tapınak süslemede kullanılmıştır. Bunun sebebi, ayçiçeğinin gün içerisinde yüzünü sürekli olarak güneşe doğru çeviriyor olmasıdır. Avrupa’ya 1800'lerde gelmiş olan ayçiçeği, ilk olarak Fransa’da yetiştirilmeye başlamış, 1900'lerin ortalarında ise Türkiye’de tarımına başlanmıştır. Genellikle ayçiçek yağı elde etmek amacıyla, ticari değeri için üretilmektedir.

                Sert ve dik bir gövdeye sahip, 1 metreyi aşan bir boyda olan ayçiçeği, yaz aylarında büyük sarıçiçekler açmaktadır. Çiçeği, genellikle gövdesinin tepesinde bir adet olarak görülür. Gövdesinde yetişen yaprakları ise büyük, bütün ve dişlidir. Türkiye’de özellikle Marmara’nın Trakya kesimlerinde ve Ege Bölgesi’nde yetiştiriciliği yapılmaktadır.

                Ay çekirdeği ismi de verilen ürün, ayçiçeğinin çiçekli kısmının ortasında yetişen tohumlarıdır. Sıklıkla ticari değeri ile bilinmesine rağmen ayçiçeği; faydaları açısından da önemlidir. Özellikle bitkisel tedavi için elverişli olması, ayçiçeğinin faydaları ile dikkate değer bir bitki olmasını sağlamıştır. Bu sayede şifalı bitkiler arasında da adı sayılır olmuştur. Bu faydaların bazıları şu şekildedir;
  • Proteinler ve vitaminler açısından çok zengindir,
  • Damar sertliğinin giderilmesinde etkilidir,
  • Vücudun kolesterol dengesinin sağlanmasına yardımcı olur,
  • Kansızlık tedavisini olumlu yönde etkiler,
  • Kalp rahatsızlıklarına karşı vücut direncini arttırır,
  • Cilde yaşlanmayı geciktirici şekilde katkı sağlar,
  • Kemik ve diş yapılarının sağlığı için önemlidir,
  • Anti kanserojen niteliği bulunmaktadır,
  • İçerdiği bir tür protein sayesinde yaraların iyileşmesini hızlandırır,
  • Katarakt rahatsızlığına iyi gelir.

                Ayçiçeği faydalarının bu denli çeşitli alanlarda görülmesinin sebebi, ihtiva ettiği çok sayıda vitamin ve proteinlerdir. Kullanımı noktasında ise; özellikle ayçiçeği yağı önemli bir üründür. Zira tükettiğimiz pek çok besine katık olabilmektedir. Yemeklerde, salatalarda, kızartmalarda ve daha birçok alanda rahatlıkla kullanılabilmektedir. Bunun yanı sıra ayçiçeği tohumu da çok sık tüketilen bir besin kaynağıdır. Genellikle kavrulmuş halde tüketilmektedir. Ayrıca ayçiçeğinin yaprakarının ve çiçeklerinin kurutulması vasıtasıyla elde edilebilecek çayı da içilmektedir.

27 Temmuz 2013

Ateş Dikeni (Pyracantha)

ateş dikeni

                Ateş dikeni, adından da belirli olduğu gibi dikenlidir. Özellikle beyaz ve küçük çiçekler açar. Ateş dikeni Gülgillerdendir ve boyu 3 ile 5 metre arasında uzayabilmektedir. Genelde parkları güzelleştirmek amacıyla yetiştirilmektedir. Ateş dikeni meyveleri kırmızı renktedir. Bu bitkinin ana vatanı Asya ülkeleridir. Killi toprağı sever ve nemli ortamlarda yetişir.

                Ateş dikeni çiçekleri pek hoş bir kokuya sahip değildir. Yaz sonlarında öbek şeklinde meyveleri yetişir. Bu meyveler olgunlaştığında yenilir. Meyvelerinden reçel yapılır. Ateş dikeninde oksijen siyanürü denilen bir madde bulunur. Bu madde nefes darlığına çok iyi gelmektedir fakat fazla tüketildiğinde zehirleyebilmektedir. Avrupa'da ateş dikeni meyvelerinden kalp fonksiyonu ve ritim bozuklukları rahatsızlıklarının tedavisinde kullanılması ateş dikeni özellikleri arasında yer almaktadır.

                Ateş Dikeni Faydaları
  • Solunum yollarını açar,
  • Hipertansiyona faydalıdır,
  • Boğaz iltihabı ve enfeksiyon hastalıklarının tedavisinde yardımcı niteliktedir,
  • Kalp sağlığı açısından faydalıdır,
  • Cilde faydalıdır, cildin nem dengesini kurmasını sağlar,
  • İlaç yapımında kullanılır.

                Bilindiği üzere Uzak Doğu geleneksel tedavilerinde şifalı bitkiler yoğun bir biçimde kullanılmaktadır. Ateş dikeni özellikle yeni bilimsel araştırmalara konu olan bir bitkidir. Ateş dikeni Gülgiller familyasındandır, fakat sadece yaprak yapısı bu aileye benzerlik göstermektedir. Ateş dikeni çalı grubu bitkilerindendir. Bu nedenle özen göstermeye gerek duymadan yetiştirilebilir. Ateş dikeni ülkemizde çok yaygın kullanılan bir bitki değildir. Fakat bitkisel tedavi uygulamalarında faydasının yüksek olduğu görülmektedir.

                Ateş dikeni meyvelerinden ve yapraklarından elde edilen çay tüketilerek faydalanılır. Yaprakları ve meyveleri öncelikle kurutulur. Daha sonra bir litre kadar suda bir avuç miktarı kadar kuru bitkiden atılarak 10 dakika kadar kaynatılır. Böylece çay elde edilir. Bu çaydan 3 fincan tüketmek genel kalp sağlığı ve tansiyonun dengelenmesi açısından çok faydalıdır. Son zamanların en çok araştırma konusu olan ateş dikeni, kalp tedavisinde kullanılırken bir yandan da bu bitkiden çeşitli ilaçlar elde edilmektedir. Özellikle kalp ilaçları üretiminde bu bitkiden yararlanılmaktadır.

                Ateş dikeni meyveleri mevsiminde taze olarak da tüketilmesi de alternatif tedavi açısından aynı etkiyi göstermektedir. Fakat kurutulup saklanması bitkinin temini açısından kolaylık sağlamaktadır.

25 Temmuz 2013

Alzheimer Hastalığı



Unutkanlık sorunu günlük hayatta hepimizin yaşadığı bir sorundur. Fakat genelde unutulan bir şeyi hatırlamamak fazla uzun sürmez. Bunların nedenleri arasında yorgunluk, stres, gibi faktörler yer alır. Bunlara biz sıradan unutkanlık diyebiliriz. Günlük hayatımızı o kadar da etkileyen bir problem değildir.

Alzheimer, hayatı büyük ölçüde etkileyen unutkanlıkların, yaşın ilerlemesiyle oluşan, konuşma işlevinde, hafıza da sorunlar çıkaran, günlük yaşamda yapılacak şeylerin yapılamamasına yol açan bir beyin ve sinir hastalığıdır. Bunama olarak da bilinen alzheimer hastalığı çıkış yolu olmayan ve sinsice ilerleyen bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalanan kişilerin beyninde bozukluklar yer alır. Bu hastalığın belirtileri görüldüğü vakit, hasta yedi veya sekiz yıl sonra ölme tehlikesiyle karşılaşabilir ki bu hastalık ciddi bir hastalıktır. Bu hastalık genel olarak altmış beş yaşın üzerinde olanlarda görülür. Bu hastalık hem kadın hem de erkek bireyler de görülmektedir ki kadın bireylerde alzheimer hastalığının daha çok görüldüğü gözlemlenmiştir. Sadece bu yaş ile sınırlı değildir. Kırk veya da elli yaşlarında da görülmektedir. Bu hastalığa yakalanan birey sayısı, dünyada yirmi milyondan fazladır. Türkiye’de ise bu hastalığa yakalanan birey sayısı üç yüz binden fazladır. Her geçen gün, bu hastalık artış göstermektedir.

Alzheimer Belirtileri
  • İlerleyici ve ağır bellek kaybının görülmesi
  • Günlük yapılacak işlerde güçlük çekilmesi
  • Konuşma işlevinde doğru sözcük bulmada zorlanma
  • Zaman ve yer karmaşası
  • Yargılama yeteneğinde bozulma görülmesi
  • Çabuk düşünmede problemler çıkması
  • Ruh hali ve davranış değişiklerinde anormalliklerin görülmesi
  • Kişisel değişiklerde farklılıklar olması
  • İnisiyatif kaybının görülmesi

Yukarıda yer alan belirtilerden herhangi biri görüldüğü zaman, hemen uzman bir hekimden destek almanız tavsiye edilir. Bu hastalığa karşı erken teşhis çok önemlidir.

Alzheimer nedenleri
  • Genetik faktörler
  • Beyin iltihabı
  • Kafa travması geçirmek
  • Psikososyal etkenler

Bu hastalığın belirtilerinden biri görüldüğünde doktor tedavisinden başka, alzheimer bitkisel tedavi görmek istiyorsanız, şifalı bitkiler içerisinde yer alan horsebalm, biberiye, brezilya kestanesi, bakla, karahindiba, çemen otu, ginko, adaçayı, ısırgan otu ve gotu kola bitkilerini tüketmenizi tavsiye ediyoruz. Bu bitkileri tüketerek bu hastalığa karşı bitkisel tedavi sayesinde, unutkanlıklarınızı minimuma indirebilirsiniz. 

24 Temmuz 2013

Koah Hastalığı


                Koah, sinsi bir hastalıktır ve ülkemizde en fazla ölüm nedenleri arasında yer almaktadır. Türkiye'de üç milyondan fazla kişi aslında Koah hastası fakat bu hastalardan onda dokuzu hasta olduklarının farkında değillerdir. Koah iki hastalığın birleşiminden oluşur. Biri anfizem diğeri de kronik bronşittir. Koah açılımı, kronik obstrüktif akciğer hastalığıdır.

                Kronik bronşit hastalığı genelde en az iki yıl tekrarlayan ve birkaç ay boyunca balgamlı öksürük ile başlayıp ilerleyen bir hastalıkken anfizem ise hava keseciklerinde görülen tahribattır. Bunun sonucunda kana yeterince oksijen taşınamaz ve akciğerler fonksiyonlarını kaybetmeye başlar. Genel olarak dünyada koah en çok ölüm nedenleri listesinde dördüncü sıradadır. Koah hastalığı kişinin kaliteli yaşamasına ve çalışmasına engel olan ve zamanla da günlük yaşamın gerekliliklerini yerine getirememesine neden olur.
               
                Koah belirtileri
·         Sabahları balgam çıkartma,
·         Öksürük,
·         Hareket kabiliyetini kısıtlayan nefes darlığı.

                Her sigara içen ve öksürük şikayetleri olan koah hastası olmayabilir ama balgamlı öksürük sıkıntıları normal belirtiler değildir. Koah hastalığında erken tanı çok önemlidir. Koah hastalığı olan kişilerde muhakkak sigara tüketiminin durdurulması gerekmektedir.

                Koah nedenleri
·         Sigara kullanımı,
·         Maden işçiliği,
·         Fırın işçiliği,
·         Tahıl işçiliği.

                Koah toplumumuzda çok fazla bilinmeyen bir hastalıktır. Bu nedenle bu hastalığın olduğu kişiler maalesef hastalıktan bihaber oldukları içinde gerekli tedavi yoluna gitmemekte hastalık ileri seviyeye geldiğinde yaşanan belirtiler sonucunda bir uzmana başvurulmaktadır. Bu aşamada da maalesef erkan tanının çok önemli olduğu bu hastalıkta gecikilmiş olunmaktadır. Sigara yüksek bağımlılık yapan bir maddedir. Bu maddenin bağımlılığının ortadan kaldırılması için sigara bırakma poliklinikleri yetkili kurumlardır. Tedavisi olan bu bağımlılığı ilaç tedavisi kullanılarak ortadan kaldırmak mümkündür.

                Koah için bitkisel destek için özellikle siyah üzüm çekirdek ekstresi ve Çörek otu ekstresi bitkisel tedavi için çok faydalıdır. Bu şifalıbitkiler aynı zamanda vücutta oluşan tahribatın giderilmesi için çok faydalıdır. Özellikle akciğer dokularının yeniden yapılandırılmasında faydalı olmaktadır.

23 Temmuz 2013

Diş Eti Kanaması



                İnsan hayatında dişin önemi büyüktür. Bilineceği üzere süt dişlerini kaybettikten sonra gelen dişlerimizin yeniden çıkma gibi bir ihtimali yoktur. Diş, her ne kadar sağlam bir yapıya sahip olsa da sağlıklı bakılmadığı takdirde çürümesi işten bile değildir. Çürüyen bir dişin ise ne tedavisi mümkün olabilmekte ne de yerine yenisi çıkmaktadır. Belirtmek gerekir ki; tipik diş eti rahatsızlıklarından olan diş eti kanaması ve diş eti çekilmesi durumlarında da önlem alınmadığı takdirde diş kaybına kadar giden sonuçlara rastlanmaktadır. Bu açıdan bakıldığında; katı yiyecekleri tüketmemizi, yediklerimizin tadını alabilmemizi, güzel bir gülüşe sahip olmamızı sağlayan dişlerimizin önemi daha net anlaşılabilmektedir.

                Diş eti hastalıkları, çağımızda yaygın olarak görülmektedir. Pek çok kişide diş eti kanaması, diş eti çekilmesi gibi sorunlara rastlamak mümkündür. Günümüzde her ne kadar diş sağlığını korumaya yönelik tedavilerde eskiye göre çok daha ileri bir düzeye gelinmişse de, dişlerimiz için tehlike arz eden faktörler de o derece fazlalaşmıştır. Özellikle beslendiğimiz gıdalardaki katkı maddesi oranının artmasıyla bu durum daha da ciddi bir hal almaya başlamıştır.

                Bunların başlıca nedeni dişlerin temiz tutulmaması olarak gösterilebilir. Temizliği ihmal edilen dişlerde yemek artıklarının yol açtığı bakteri oluşumu tehlikeli boyutlara ulaşır. Zamanla diş minesinin altına işleyerek diş eti iltihabı oluşumuna yol açar. Bunun sonrasında ise gerek diş eti kanaması, gerekse diş eti çekilmesi gibi sorunlar baş gösterir. Bundan farklı olarak çeşitli nedenler de bu sonuçları doğurabilmekteyse de en sık görüleni, diş temizliğiyle alakalı olanıdır.

                Başlıca diş eti rahatsızlıklarından olan diş eti kanaması nedenleri noktasını ayrıca vurgulamamız gerekirse, bunları kısaca;
·         Diş ipi seçimindeki ve kullanımındaki hatalar,
·         Fırçalama esnasında diş etine verilen zararlar,
·         Uygunsuz malzemeden yapılan diş protezleri,
·         Ergenlik ve gebelik dönemindeki hormonal değişim süreçleri,
·         Başta K ve C olmak üzere vitamin bazlı eksiklikler,
·         Kirlilikten doğan diş eti iltihaplanması şeklinde ifade edebiliriz.

                Diş eti kanaması bitkisel tedavi alanında da çözüme ulaştırılabilen bir rahatsızlıktır. Şifalı bitkiler olarak, hatmi kökü, ceviz, at kuyruğu, papatya gibi bu rahatsızlığa iyi geldiği bilinen bitkiler vardır. Diş eti kanamalarının, bitkisel ürünler ile hem sağlıklı hem de rahat bir tedavi süreci sonunda iyileştirilmesi gayet mümkündür.


22 Temmuz 2013

Avokado Faydaları



Avokado, dış kısmı yeşil, içi beyaz olan, özellikle beyaz yerlerinin yenilebildiği, az çok armuta benzeyen, orta kısmında büyük bir çekirdeği bulunan sıcak iklim meyvesidir.
Türkiye’de özellikle Akdeniz bölgesinde yetiştirilir. Avokadoyu yetiştirmek biraz meşakkatli bir iş olmakla beraber, büyüyüp gelişene dek özenli bir bakıma muhtaçtır. Bu bitkinin yaprakları yeşil ve gürdür, benzerliği ise portakal ağacından gelir. Toplanmaya başlandığı zaman avokado sert bir meyve halini almaya başlar. Bu bitkiyi yiyebilmek için yumuşaması gerekir. Avokado tüketmek için satın alıyorsanız, en yumuşak olanını tercih ediniz. Oda sıcaklığında bekletmeniz meyvenin olgunlaşması için gereklidir. Meyveye yumuşaklık kazandırmak istiyorsanız, meyveyi bir gazete kağıdına sarıp yanına da bir elma koyabilirsiniz. Buzdolabında bekleterek de meyvenin olgunlaşmasını geciktirebilirsiniz. Bu meyvenin olgunlaşıp olgunlaşmadığını sertliğinden anlamanız mümkündür. Şayet karpuz kadar sert ise meyve olgunlaşmamıştır. Olgunlaşmış ise bu meyve, kavun yumuşaklığında olur. Avokadoyu hafif biraz parmağınızla ezmeye çalıştığınızda, içeriye doğru esneme gerçekleşiyorsa, bu meyve tam olmuştur. Muzu nasıl soyuyorsanız, bu meyvenin kabuğunu da öyle soyabilirsiniz. Fazla beklettiğiniz takdirde avokadonun kabuğunda siyahlanmalar oluşarak çürümeye başlayacaktır. Avokado meyvesi birçok rahatsızlığa iyi geldiği için bitkisel tedavi amacı ile de kullanılmaktadır.

Avokado Faydaları
·         Kabızlığı önlemede etkilidir.
·         Bağışıklık sistemini güçlendirir.
·         Hızlı bir şekilde yaraların iyileşmesinde rol oynar.
·         Koruyucu etkisi sayesinde kanserden korur.
·         Derileri iyileştirmede de rol oynar. Derinin kurumamasını sağlar. Yıpranmış derileri geliştirir ve korur.
·         Yaşlanmayı ağırlaştırır.
·         Kalp ve damar hastalıklarına şifadır.
·         Hücreleri en iyi şekilde korumaya yardımcı olur.

Göz altı morluklarını gideren, kasları gevşeten, selülitlerin yok olmasına neden olan, hele ki cilt bakımında kullanılan ve avokadonun işlenmesiyle elde edilen avokado yağı, tok karnına günde 2 kere,  yarım çay bardağı su ile birlikte iki damla içilir. Cilt bakımında kullanılmak istenirse, cilde sürülmesi gerekecektir. Bitkisel ürünler içerisinde yer alan avokado çayı ise zayıflamak isteyenler için idealdir. Bu çay, böbrek taşını düşürmede, kanda bulunan kolesterolün yükselmesini önlemeye, mide ülserine ve gastrite iyi gelmesine yardımcı olur. Tabi ki de bu çayın yararı olduğu gibi fazla alındığı zaman, zararlı bir duruma da dönüşebilir. Bundan dolayı günlük olarak bir yahut da iki fincan tüketmek gerekir. Bilhassa güzel bir cilde kavuşmak ve zayıflamak isteyen bayanlar, bu çayı düzenli bir şekilde tüketmelidir.

20 Temmuz 2013

Anason (Pimpinella Anisum)

anasonun faydaları


                Anason ismine, bazı bölgelerde pek çok ıtırlı bitkiye genel olarak verilmiş olarak rastlanılabilir. Anadolu’da özellikle ege yöresinde yetişebilmektedir. Buna ek olarak, özellikle Antalya, Burdur ve Isparta taraflarında yetiştiriciliği yapılmaktadır.

                Gövdesi dikçe bir görünüme sahip olan anason, yaz aylarında beyaz çiçekler açmaktadır. Çiçekleri bitkinin tepesinde açarken, gövdenin üzerine serilmiş beyaz dantelli bir örtüyü andırır. Çiçeklerinin yanı sıra, küçük boyutlarda meyveleri de bulunmaktadır. Meyveleri kokuludur. Genellikle 50cm civarı bir boya ulaşan anason, otsu bir görünüm arz eder. Gövdesi yeşil renkli ve hafif tüylüdür.

                Tarihte ilk kez bir Akdeniz uygarlığı olan Mısır tarafından kullanılan anason, devamında Roma’da da kullanılmaya ve yetiştirilmeye başlanmıştır. Antik dönemlerde Çin’deki doktorlarca da bilinmekte anason, gaz giderici bir bitki olarak kullanılmıştır. Anason, ilk keşfiyle kullanılmaya başlanmasından beri çeşitli alkollü içkilerin üretiminde de yer almaktadır.

                Bitkisel tedavi uygulamaları için kullanılan şifalı bitkiler arasında da yer alan anasonun, çeşitli rahatsızlıklara iyi geldiği bilinmektedir. Anasonun faydaları noktasında pek çok şeyden bahsedilebilir. Özellikle tohumlarının kurutulup kaynatılması suretiyle elde edilebilen anason çayı birçok sağlık sorunu için tedavi edici bir etki göstermektedir.

Anasonun Faydaları
·         Midenin rahatlamasına yardımcı olur, bunun yanında iştah açar,
·         Emzirme dönemindeki annelerin sütünü arttırır,
·         İçeni sakinleştirerek sinirlerinin yatışmasına yardımcı olur,
·         Sinüzit ve bronşit rahatsızlıklarına karşı iyi gelir,
·         Hazımsızlık sorununun çözümüne katkı sağlar,
·         Mide şişkinliğini ve bağırsak gazlarından kaynaklı sorunları giderir,
·         Soğuk alma halinde iyileşme sürecini hızlandırır,
·         Yağlı nitelikteki ciltlerden toksin atımını kolaylaştırır,
·         Astım rahatsızlıklarını bertaraf etmeye yardımcı olur,
·         Anasondan elde edilen merhem ve yağ; bit ve uyuz tedavilerine faydalıdır,
·         Nefes darlığı problemlerinin çözümünde rol oynar,
·         Adet dönemlerinin düzenlenmesine katkı sağlar. (Ancak bu dönemde kullanılmaz.)

                Anason çayının elde edilmesinde kullanılacak olan tohumların saklanmasının da önemli olduğunu söylemeliyiz. Serin ve kuru ortamlarda saklanmaları suretiyle, ışıktan da korunmaları gerekmektedir. Ezilmeleri halinde, kokularını çok seri bir şekilde yitirirler. 

19 Temmuz 2013

Amfizem Hastalığı

amfizem


Akciğer dokusunu meydana getiren, elastik liflerin parçalanması sonucu amfizem ortaya çıkar. Bronşların ve hava keseciklerinin zarar görmesiyle birlikte bunların yerine hava kistleri hakim olur. Akciğerler esnekliğini kaybederek zarar görür. Bronşlarda da oluşan birtakım daralmalar nefes darlığına sebebiyet verir. Akciğerler solunum yolu ile dış ortam ile temas durumunda bulunurlar. Yetişkin bir insan dinlenmeye başladığı zaman, günlük olarak on bin litre havayı teneffüs eder ki bu havada bulunan tozlar, mikroplar, çeşitli zehirli gazlar, virüsler yahut da bakteriler akciğerlere zarar verir. Nitekim akciğerler böyle bir durumda savunma mekanizmasını çalıştırır ve bu maddelere karşı kendini korur. Sigarayı bırakan bir kişinin, akciğerlerinin otomatik olarak bir kaç ay veya sene sonra temizlenmesi, akciğerlerin savunma mekanizmasına örnek verilebilir. Şayet zararlı maddeler uzun bir süre akciğere solunursa, akciğer savunma mekanizması devre dışı kalacak ve pek çok akciğer rahatsızlıkları ortaya çıkacak. Amfizem bu rahatsızlıkların başında gelir. Nitekim sigara tiryakisinin uzun süre sigara içmesi, akciğerin savunma mekanizmasına zarar verecek ve birey kanser ile baş başa kalacaktır.

Amfizem belirtileri
  • Nefes darlığının ortaya çıkması,
  • Kronik hafif öksürüklerin oluşması,
  • Yorgunluk,
  • Gürültülü bir şekilde nefes alıp-verme,
  • Göğsün sıkışması,
  • Kilo kaybı,
  • İştahın olmaması,
  • Fiziksel aktivitelerde bireyin kapasitesinin azalması

Erkeklerin sigara içme oranı bayanlara oranla daha fazla olduğu için, amfizem hastalığı erkeklerde daha fazla görülüyordu ki bu durum son zamanlarda bayanlarda da artış göstermektedir. Bayanların da sigara kullanması ve hava kirliliğinin her geçen yıl artması gibi durumlar bayanları da  amfizem hastalığıyla karşı karşıya bırakmıştır.


Amfizem nedenleri
  • Sigara kullanımı,
  • Hava kirliliği,
  • Astım,
  • Yeterli beslenmeme,
  • Bronşit,
  • Tüberküloz,
  • Bronşektazi,
  • Bronkopulmoner
Bu nedenlerden herhangi biri görüldüğü zaman, hemen uzman doktorunuza başvurun ve doktorunuzun tedavi yöntemlerini uygulayın.

Amfizem hastalığı ilaç tedavisi dışında, amfizem bitkisel tedavi ile de iyileşme sürecini destekleyebilmektedir. Şifalı bitkiler içerisinde yer alan ebe gümeci çayı, ısırgan otu, civanperçemi ve kırlangıç otunu bu hastalığa karşı iyi gelen faydalı bitkilerdir.



18 Temmuz 2013

Adaçayının Faydaları

adaçayının faydaları

Adaçayı (Salvia)

Adaçayı, ballıbabagiller ailesinden gelmektedir. Kimi yerlerde dişotu, meryemiye gibi isimlerine de rastlanır. Genelde otsu olmakla birlikte, odunsu türleri de mevcuttur. Bitkinin boyu genellikle 50 cm civarında olmakla beraber, mavi, beyaz, yeşil ve mor tonlarındaki çiçekleri yaz aylarında açmaktadır. Ilıman iklimi seven adaçayı, uygun ortamlarda boy ortalamasının üzerine çıkarak 80 90 cm seviyelerine erişebilir, hatta minyatür ağaçsı olarak nitelendirilebilecek ebatlara dahi ulaşabilir.

Adaçayı, birçok türe sahiptir. Anadolu genelinde seksene yakın türden söz edilir ki bu istatistik, Anadolu’nun şifalı bitkiler kültüründe önemli bir rol oynamasında büyük etkendir. Türlerinden en çok bilinen arasında Fransız Çayı ve Yunanistan Çayı isimli olanlar yer alır. Bu ikisinin genellikle yeşilden yoksun, sadece beyaz, mavi ve mor tonlarda çiçekleri olur. Anadolu’da yetiştiriciliği de yapılan adaçayı, özellikle Akdeniz Bölgesi’nde doğada kendiliğinden yetişmiş halde sıkça görülebilir.

Bitkisel tedavi kaynakları arasında sık rastlanan adaçayı, bu özelliğinin yanı sıra görselliğiyle de dikkat çeken bir bitkidir. Bahçe bezemelerinde göze hoş gelmesinin yanında vazoya uygun yapısıyla da süsleme konusunda tercih sebebidir. Çeşitli adaçayı özellikleri bu şekilde olmakla beraber, bitkinin çok sayıda faydası da mevcuttur.
Adaçayı faydaları bakımından pek çok sağlık problemine şifa kaynağıdır. Bunun doğal sonucu olarak pek çok aktarın vazgeçilmez ürünleri arasında yer alır.

Adaçayının Faydaları
·         Boğaz ve bademcik iltihaplanmalarına karşı etkisi,
·         Midedeki hazımsızlık probleminin giderilmesine katkısı,
·         Diş minelerini kuvvetlendirmesi ve dişleri beyazlatması,
·         Hafıza problemlerinin giderilmesinde yardımcı oluşu,
·         Kanı temizleyerek vücuttan toksinlerin atılmasına etkisi,
·         Grip esnasında oluşan kas ağrılarını hafifletişi,  
·         Taş düşürme dönemlerinde böbrekleri destekleyici etkisi,
·         Kalp krizi riskinin azaltılmasında olumlu rolü,
·         Düzensiz uyku probleminin giderilmesine yardımcı oluşunu ilk akla gelenler olarak sayabiliriz.

Tüm bunların yanında, adaçayı yağı da gayet etkili bir ilaçtır. Özellikle bebeklerin gaz problemlerine, bayanların adet dönemlerinin düzene girmesine ve hormon düzensizliklerinin tedavisinde faydalı olduğu sıklıkla görülmektedir.

17 Temmuz 2013

Andız Otu (İnula Crithmoides)

andız otu inula crithmoides


        Andız otu, Asya ve Avrupa iklimine has bir bitkidir. Sarı çiçekleri vardır ve boyu 180 santimetreye kadar ulaşabilmektedir. Andız otu kökü ve toprak altında kalan kısmı tıbbi amaçlı kullanılmaktadır.
        Andız otu bileşenleri; helenalin, uçucu yağlar ve polienlerdir. Andız otunun içerisinde bulunan seskiterpen ve alantolakton alkaloidleri mantar öldürücü ve anti bakteriyel özelliğe sahiptir. Ayrıca bitkide bulunan antihelmintik etkileri parazitlerin ve bağırsak kurtlarının yok olmasını sağlamaktadır. Bitkiden sağlanan alantolakton, Avrupa ülkelerinde antihelmintik özelliğinden faydalanılmaktadır. İçeriği itibariyle tümörlerin yayılmasında ve büyümesinde engelleyici faktörleri bulunmaktadır. Ayrıca kanın çabuk pıhtılaşmasını sağlar. Esansiyel yağları sayesinde balgam söktürücü özelliği de bulunmaktadır.
        Andız otu faydaları
·         Balgam sökücüdür,
·         Solunum yolları rahatsızlıklarında terletici etkisiyle rahatlık verir,
·         Sindirim sistemindeki parazitlerin düşmesini sağlar,
·         Mide kanserinin tedavisinde faydalıdır,
·         Mide salgılarını düzenler,
·         İdrar sökücüdür,
·         Mide bulantısına iyi gelir,
·         Lapası cilt yaraları ve enfeksiyonlarını giderir.

        Andız otu tıbbi amaçlı kullanımın yanı sıra kozmetikte de hoş kokusundan faydalanılmaktadır. Aynı zamanda aromasından yiyecekler de ve içecekler de kullanılır. Şifalı bitkiler arasında andız otu kökünden günde en fazla 4 gram tüketilmesi önerilmektedir. Bitkisel tedavi için andız otu kökünden çay elde edilerek de faydalanılabilir. 150 ml kaynar suya 3 gram andız otu kökü konularak 15 dakika demlemeye bırakılır. Bu çay günde en fazla üç defa tüketilmelidir. Andız otu özütü hazırlamak için bir cam şişenin üçte biri kadar alkol ve yine üçte biri kadar andız otu kökü konur. Bu karışım bekletildikten sonra günde 3 yemek kaşığı kadar tüketilir.
        Andız otu içerisinde bulunan alantolaktonlar bağırsak parazitlerini düşürdüğünden bitkisel kapsüller de bu amaç doğrultusunda kullanılabilir. Bir kür halinde kullanılması gereken bitkisel tabletlerden 300 mg'lık günde bir defa olmak üzere beş gün kullanılır ve on gün ara verilerek tekrar beş gün kullanılmalıdır. Andız otu belirtilen miktarlardan fazla kullanıldığında bulantı, kusma ve ileri seviye de felç yaşanabilir. Güvenilirliği açısından hamilelerde kullanılması uygun değildir. Çok nadir görülse de alerjik reaksiyonlar yaşanabilir. Özellikle çuha çiçeği, krizantem ve papatya bitkileriyle etkileşimde bulunduğundan bu bitkilerle beraber kullanılması sakıncalıdır. Andız otu antidepresan ilaçlarıyla birlikte kullanıldığında bu ilaçların yan etkilerinin artmasına neden olabilir. Tansiyon ve kan şekeri seviyelerini etkileyebileceğinden bu rahatsızlıkları yaşayan kişilerin uzmanların kontrolü altında kullanılmalıdır.

16 Temmuz 2013

Ahlat (Pyrus elaeagrifolia)



Yöresel isimleri; korgun (dağ eriği), çördük, çakal armudu gibi farklılıklar göstermekle birlikte; sıklıkla ahlat olarak bilinen yaban armudu, familya olarak gülgillerden gelir. Bir başka akrabası olan normal armutlara oranla çok daha küçük boyutlarda ve genellikle sarımsı renklerde olan ahlatın yetiştiği ağaç da bir çok armut türünün ağaçlarına oranla daha küçük ve bunun yanında sık dikenli bir yapıya sahiptir.

Ahlat ağacı gelinliğini giydiğinde; ucu hafif pembeye çalan, bembeyaz çiçeklerle bezenir. Meyveleri; eylül, ekim, kasım, kimi yerlerde aralık ayına kadar uzanan bir süreçte olgunlaşır. Zamanı gelmeden önce koparılmaya hiç mi hiç elverişli olmayan ahlat, olgunlaşmadan yendiğinde inanılmaz acı, buruşuk bir tat bırakır ağızda.

Ahlat, Anadolu’daki bitkisel tedavi kaynakları arasında önemli bir yere sahiptir. Bitki olarak özellikle karasal iklim bölgelerini sevmesine rağmen; ahlat ağacı Anadolu’nun öz be öz çocuğu olduğunu bu toprakların her yerinde boy vererek göstermiştir. Sadece Karadeniz Bölgesi’nde, bol yağıştan ötürü diğer kesimlere nazaran daha az rastlanabilir. Çoğu kez, çıplak kalmış dağların altında uzanan tarlaların ortasında tek başına rastlanabilecek olan ahlat; Anadolu’nun yalnız çocuğu gibidir aslında.
Anadolu’nun köklü şifacılık geçmişinde önemli bir yere sahip olan ahlat, buralarda yer etmiş şifalı bitkiler ile olan tedavi yöntemleri için de elzem niteliktedir. Ahlatın faydaları halk arasında sıklıkla bilinir. Bunlardan ilk başta akla gelenler olarak;
  • İshale karşı etkili olması,
  • Hayvan sokması sonucu zehirlenmelerde filizlerinin faydalı olması,
  • Demir minerali açısından zengin olması,
  • Artrit, gut, romatizmaya iyi gelmesi,
  • Dengeli bir diyet için gayet ideal olması,
  • Kalp ve damar basınçlarının dengelenmesindeki rolü,
  • Sinir ve boşaltım sistemleri açısından faydalı olması,
  • Kemik erimesi ve bazı kanser türlerinin tedavisinde etkili olması sayılabilir.

Şifa yöntemlerinin yanında, ahlatın Anadolu’daki önemini idrak edebilmek açısından Bitlis’in bir ilçesine adını verdiğini de hatırlamamız yerinde olacaktır. Adına şiirler yazılan bu Anadolu meyvesinin bir zamanlar bu topraklarda yaşayan insanların hayatının vazgeçilmez bir parçası olduğunu anlamamız hiç de zor değildir aslında.

15 Temmuz 2013

Adam otu (Mandrago)

adam otu


                Adam otu latince ismi Mandrago Officinarum'dur. Halk arasında adem otu, abdüsselam otu ve insan otu olarak da bilinmektedir. Adam otu, elmaya benzer meyveleri olan, yaprakları yeşildir. Kökleri tek ya da 3 parçalı olabilir. Adamotu, yurdumuzda Güney Anadolu ve Ege'de tarlalarda, boş alanlarda yetişmektedir. Adam otunun zehrinden eski tarihlerde Mısırlılar'da ayinlerde kullanılmış ve meyvelerine de Tutankamon'un mezarında rastlanmıştır. İngiltere de ise bu otun şans getirdiğine inanılıyordu. Ortaçağ Avrupasında büyücüler bu bitkiden kullanırlardı.       
                Adam otunun kökü insana benzer. Bu kökler sonbahar mevsiminde topraktan çıkarılır ve güneş altında kurutulur. Kuruyan köklerden toz elde edilir. Elde edilen toz suya karıştırılarak tüketilir ya da merhem kıvamına getirilerek kullanılır.
                Adam otu özellikleri içeriğinde bulunan atropin, skopolamin ve hyoscyamin adlarında alkaloidler içermesidir.
Adam otu faydaları
  • Cinsel gücü arttırır,
  • Yorgunluğu giderir,
  • Ağrı kesici özelliği vardır,
  • Uyuşturucu etkisi bulunur,
  • Spazm çözücüdür,
  • İshal yapar.


                Adam otu tozu günde üç defa yarım çay kaşığı şeklinde tüketilmelidir. Ayrıca taze yaprakları ezilerek elde edilen su balmumuna katılarak merhem elde edilir. Bu merhem egzama rahatsızlığına çok iyi gelmektedir. Adamotu, çok tesirli bir bitkidir. En büyük ağrıları bile keser. Özellikle stresi dindirir. Adam otu çayı vücuda enerji vererek, uyuşukluk hissini gidermektedir.
                Şifalı bitkiler arasındaki adam otu zehirli bir bitkidir bu nedenle de kullanımına son derece dikkat edilmelidir. Adam otu bir uzman eşliğinde kullanılmalıdır aksi halde kişiyi zehirler. Kullanan kişide ağız kuruluğu, nefes almada zorluk, uyuma isteği, ellerde ve yüzde kızarıklık ve halüsinasyon görülmeye başlandıysa bunlar zehirlenme belirtileridir. Bu andan itibaren kişi muhakkak sağlık yardımı almalıdır.
                Adam otu bilinçsizce kullanılmamalıdır. Özellikle belirtilen kürler ve hazırlanma şekilleri bir uzman denetimi altında gerçekleştirilmelidir. Bunun yanı sıra doğru kullanıldığında çok faydalıdır. Çok etkili bir ağrı kesici ve enerji takviyesidir. İshal yapıcı özelliği olduğundan fazla kullanılmamalıdır.

13 Temmuz 2013

Acı Bakla (Lupinus)

acı bakla


                Acı bakla, yahudi baklası, romen bezelyesi, temriye, şam baklası, gavur baklası, kurt baklası, danik ve delice bakla olarak da bilinmektedir. 120 santimetreye kadar uzayabilen bu bitki ülkemizde öncelikle Akdeniz bölgesinde daha sonra Konya, Antalya ve Bursa illerinde yetişmekte olan otsu bir bitki türüdür. Tanelerinin acı olması nedeniyle adı da acı bakladır. Acı bakla, tüylü, yaprakları parçalı, uzun sağlı ve çiçekleri salkımlıdır. Çiçeklerinin rengi mavi ve beyazdır. Ülkemizde bu bitkinin üç türü yetişmektedir. Genelde süs bitkisi olarak yetiştirilir, fakat faydaları çoktur. Acı bakla özellikleri arasında idrar söktürücü etkisinin olması önemlidir.
                Acı bakla faydaları
  • İdrar söktürücüdür,
  • Bağırsak ve dalak yollarını açar,
  • Bağırsak kurtlarını düşürür,
  • Vücutta biriken fazla tuzun atılmasında faydalıdır,
  • Böbrek yollarını temizler,
  • İdrar yollarını temizler,
  • Albümin miktarının düşmesinde faydalıdır,
  • Romatizma ağrılarına faydalıdır,
  • Siyatik ve lumbago ağrılarına iyi gelir,
  • Basura iyi gelir,
  • Vücut lekelerinin giderilmesinde kullanılır,
  • Acı bakla suyu sirke ve bal ile karıştırıldığında mide bulantısını giderir,
  • Kanı temizler, vücuda kuvvet verir,
  • Nefes darlığına faydalıdır,
  • Zehirsiz türü kan şekerini düşürür,
  • Fazla yenildiğinde meniyi arttırıcı özelliği vardır,
  • Gözlerin daha iyi görmesini sağlar,
  • Adet kanamalarını arttırır

                Bitkisel tedavi için acı bakla tohumları yendiği takdirde vücut yaralarının hızla iyileşmesi sağlanır. Ayrıca sıcak suda sirke ve bal karışımı yapılarak yarım çay bardağı içildiği takdirde de balgam sökücü özelliğinden faydalanılmış olunur. Acı bakla tohumlarından un elde edilebilir. Bu un kanser yaralarına, cilt lekelerine ve iltihaplı yaraların iyileşmesine faydalı olmaktadır. Şifalı bitkiler arasında acı bakla unu yine bal ve sirke ile karıştırılarak şurup haline getirildiği takdirde bu şurup günde iki öğün içilirse bağırsak solucanlarının düşürülmesine fayda sağlar.

                Acı bakla taneleri sirke ve bal ile kaynatılarak elde edilen suyu kullanılır. Ayrıca acı bakla unundan elde edilen lapalar vücut yaralarının iyileşmesinde kullanılmaktadır. Acı bakla tohumları kavrulur ve dövülür. Bu toz yemekler arasında kullanılabilir. Alkaloit taşıyan türlerini bu şekilde tüketilmemelidir. Acı bakla tohumları kaynatılmış suda bekletilerek bu su dahili olarak kullanılır. Acı bakla bileşenlerinde bulunabilecek olan zehri yok etmek için kaynar suda tohumlar bekletilir. Kabukları gevşeyen tohumlar soyulur ve bu şekilde tüketilebilir. Acı baklayı fazla tüketmek kişide baş ağrısına neden olurken mesaneye zarar verebilmektedir.  

12 Temmuz 2013

Alıç (Crataegus monogyna)

crataegus monogyna


Alıç (Crataegus monogyna)
Alıç bitkisinin öncelikli olarak genel özelliklerinden bahsedelim. Bu değerli bitkimiz her şeyden evvel güzel tonlarda çiçek açan bir bitkidir. Genellikle açtığı çiçeklerin beyaz ya da pembe tonlarda olduğu görülür. Ancak bu güzelliğinin yanında bir zıtlık da barındırır.

Alıç ağacı dikenli bir ağaçtır ve oldukça yabani olarak kendi kendini yetiştirir. Boyu 6 metreden başlayarak çok sık rastlanmasa da 12 metreye kadar uzanabilmektedir. Mevyesi ise kırmızı ya da koyu sarı renklerde karşımıza çıkmaktadır. Ekşi ve mayhoş bir tada sahip olan bu meyve halk arasında muşmula olarak da bilinmektedir. Bu meyvenin en önemli özelliği içerisinde bünyesinde yoğun bir şekilde C vitamini barındırıyor olmasıdır.

Bitkisel tedavi yöntemlerinde çeşitli şifalı bitkiler kullanılmaktadır. Alıç ağacı da bunlardan biridir ve en değerlileri arasında bulunmaktadır. Doğa eczanesinin yine biz insanlar yararına sunduğu harika bitkilerden biridir.

Alıç Faydaları

  • İnsan sağlığı için oldukça önemli bir damar ve kalp sağlığı yardımcısı olan bu meyvemiz, kalp damarlarını oldukça büyük ölçüde genişletmektedir. Bu sayede damarları tıkalı olan kimselerde meydana gelen kanın yavaş pompalanması ya da hiç pompalanmaması durumuna çözüm üretmektedir. Kan dolaşımını hızlandırarak kalbe yapılan baskıyı ve kalp yükünü hafifletir.
  • Yine bir başka damar hastalığı olan damar sertliğine karşı da son derece etkilidir. Kalbin çevresinde bulunan zarı kuvvetlendirerek yine kalbi damar sertliğine ve beraberinde getireceği sorunlara karşı mutlak surette korur.
  • Pek çok kişide rastlanan düzensiz kalp atışı bozukluğunun tedavisine yardımcı olur. Kalp atışlarının temposunu düzenleyerek belli bir ritme oturmasına yardımcı olur.
  • Kişilerin sinir sistemi üzerinde de son derece dinlendirici ve yatıştırıcı etkisi bulunmaktadır. Stres kaynaklı olan kalp çarpıntılarını en aza indirir ve sinir bozukluğunu giderir. Bunun için özellikle Alıç yaprağı kaynatılan suya bırakılarak elde edilen Alıç çayı içilmelidir.
  • Beyne giden kan akışını hızlandırdığı için özellikle çocukların derslerinde daha başarılı ve zinde olmasına yardımcı olur.
  • Uyku problemi yaşayan pek çok kişiye faydalı olur.
  • Alıç sirkesi ise yüksek tansiyon problemi yaşayan kişilerce kullanılırsa son derece faydalı olur. Ancak kullanımına oldukça dikkat edilmelidir.




11 Temmuz 2013

Abdestbozan Otu (Pimpinella saxisfrage)



Abdestbozan otu özellikleri hakkında bilgi verecek olursak; Gülgiller familyasına ait bir bitki olup kendisinden siyah ve yeşil boya çıkarılabilmektedir. Boyu yaklaşık olarak 60 ile 70 santimetre arasında bir uzunluğa sahiptir. Bu bitkinin şifası esasında kökündedir. Ancak bilindiği üzere kök kısmı epey acıdır.

Abdestbozan otu yetişebilmek için kendine özel bir bakım ya da alan isteyen, lüks bir bitki değildir. Aksine Abdestbozan otu çayırlık ve çimenlik alanlarda, nemli ortamlarda, yol kenarlarında rahatlıkla bizim karşımıza çıkabilecek ve kendiliğinden bir özen istemeden yetişen farklı bir bitki türüdür.

Bitkisel tedavi kaynağını doğadan alır. Doğada onun için her türlü derde deva olabilecek birbirinden hayırlı ve yararlı bitkiler bulunmaktadır. Şifalı bitkiler Allah tarafından biz insanlara adeta hediye edilmiş nimetlerdir. Bugün bir baş ağrısı için içi kimyasallarla dolu olan bir ilaç içmekten ise, ağrıyı giderici ve rahatlatıcı etkisi olan bir bitki çayı içmek çok daha faydalı olacaktır.

Abdestbozan otu kullanılan ilaçların pek çoğunda ham madde olarak da tercih edilmektedir. Tıp uzmanları bu otun bilinçli ve kontrollü bir şekilde işlenmemiş halinin de tüketilmesini tavsiye etmektedir.

Abdestbozan otu faydaları
  • El, burun ve diğer uzuvlarda meydana gelen kanamayı durdurur.
  • Soğuk havalarda bademcikte oluşan şişlikleri indirir.
  • Vücutta dinlendirici ve rahatlatıcı bir etki yaratarak kişinin yumuşamasına yardımcı olur.
  • Mide asidini dengeleyerek kontrol altına alır ve yanmayı önler.
  • Bağırsakta ve idrar yolunda meydana gelen enfeksiyonların önüne geçer. Bu bölgelerde meydana gelebilecek hastalıkları önler.
  • Bağırsak gazlarının gidererek kişinin rahatlamasına yardımcı olur.
  • Topuklarda çıkan çıban ve nasırların oluşumunu engeller.

Abdestbozan otu şifalı bir bitki olabilir; fakat bu bitkinin şifasından faydalanabilmek için öncelikle nasıl kullanılması gerektiğini bilmemiz gerekir. Bu bitkiyi sizler mutlaka bilen bir kişiye danışarak kullanmalı veya satın aldığınız aktar kişiye sormalısınız. Size dozu ve nasıl kullanılması gerektiği hakkında daha detaylı bilgi verecektir.

Kısaca bahsetmemiz gerekir ise kökünden yapacağınız çayı yaklaşık olarak birer saat ara ile bir kaşık olmak üzere, toplamında on iki kaşık olarak içerek tüketebilir ve bu bitkilerin faydalarından yararlanabilirsiniz.

10 Temmuz 2013

Aynısafa (Calendula officinalis)


                Aynısafa botanik bir bitkidir. Bu nedenle dalları tüylüdür. Renk olarak turuncu ve sarıya bürünmüştür. Kendisine ait yapılan bir basit aynısafa çayı vardır. Bunun açıklamak gerekirse:
Normal çay yapma şeklinde yapıyoruz. Yani sıcak suyun içinde aynısafa 15–20 dakika kaynatılıyor. Biraz kendi suyunda dinlendiriyoruz. Bu sayede demlenmiş oluyor. Bu çayı içerek birçok konuda bize yarar sağlıyor.

Aynısafa Faydaları:
·         Herhangi bir ağrıda vücudu dinlendirir.
·         Terleme yolu ile vücuttan kirli maddeleri atar. Bu idrar yoluyla da geçmiş oluyor.
·         Kabızlığı geçirir.
·         Aşırı kaşıntıları gün bitmeden geçirir.
·         Çıban çıkan yeri yumuşatarak çıkmasını sağlar.
·         Aktifleşmeyi çabuklaştırır. Yaraların geçmesini bir nevi hızlandırır.
·         Bebeklerin sağlığını kontrol eder. Düzenli idrar yapmasını sağlar.
·         Her ağrıya iyi geldiği gibi diş etlerin acımasını önler.
·         Bağırsaklarda aksiyonluğu sağlar.
·         Banyo suyuna vb. yerlere koyularak temizleyici etki yaratır.

                Kısacası bitkisel tedavi de çok iyi bir bitkidir. Bu bitki hemen, hemen her yerde yetişebilir. Evinizde, bahçenizde, tarlanızda, sıcakta, soğukta dayanıklılık gösterir. Bunun böyle olması her mevsime uygunluk gösterir. Aynısafa aynı zamanda sizin evinizin önünü rengârenk süsleyecektir. Faydalarından bahsedildiği kadar bu kadarda özelliği vardır. Renkli olması, yeşilliklere uyum sağlar, doğa ile uyumludur. 80 santimetreye kadar uzayabilir. Sürekli çoğalır. Bitkiler ikiye ayrılır. Birincisi zararlı olanlar ve görüntüsü olanlardır. İkincisi ise görüntüsü olanlar ve şifalı bitkilere yardımcı olur. Böyle bir durumda faydalarında anlatıldığı gibi birçok yarar sağlıyor. Sabahleyin en erken açan bitkilerden bir tanesidir. Açılmadığını görürseniz yağmur yağacak demektir. Sizde hemen bu bitkinin, çayını içebilirsiniz. Bahçenize güzel görüntüler verebilirsiniz. Piyasada merhemi de üretilmemiştir. Çayını içmek istemeyenler merhemini ağrıyan yerlerinize sürebilirsiniz. İki türlü yarar sağlayan aynı safa sizi de daha çok renklendirebilir. Eğer bir çay yapılırsa, bir gün önceden suda bekletmeliyiz. bu şekilde çayı oluşmaktadır. Yukarıda anlatıldığı gibi de yapılır. Merhemine gelecek olursak uygun koşul altında saklanması gerekir. 6 ay ömrü vardır. Çok faydalı bir bitkidir. Çünkü kan temizleyici olarak bilinir. Çayını bir defa içtiğinizde aklınızda ve damağınızda kalıcı bir etki yakalayacaksınız.